[islami-hassasiyet] MASİVA'DAN FİRAR EYLE ...
MASİVA’DAN FİRAR EYLE
MEVLA’YA DOĞRU SEYREYLE
Allah-u Teala (Celle Cellalühu)’ nın veli kulları kalb amellerinde öyle güzel bir cennet kurarlarki; bizim gibi gafiller bu cennet’i hayal bile edemeyeceğiz…Çünkü nazargah-ı ilahi olan kalbimizi dünyanın beş para etmez sevgileri istila etmiştir… Allah-u Teala (Celle Cellalühu)’nın kudsi hadiste, “Yerlere göklere rağmen, ama mü’min kulumuz kalbine sığarım” buyurduğu gönlümüz manevi putların işgali altındadır. Birgün bizi terkedecek olan hanımlara, beylere, oğullara, eşyalara, arabalara tutkunuzdur… Çiçeklere, çimenlere, güllere, lalelere, vurgunuzdur… Halbuki gönlümüz Allah (Celle Cellalühu)’ı sevmek için yaratıldı… Allah (Celle Cellalühu)’tan başka hiçbir şey onu temiz ettmez… Dedik ya Yaratan’a sevdalananlar da var… İşte o sevdalılardan birisi… Bursa’da yatan Muh-yiddin Üftade Hazretleri (Kuddise Sırruhu) Mevla’ya aşkını şöyle dile getiriyor:
İlahi, Yari gel bana
Ki senden başka yarim yok.
Ne yüz ile gelem sana
Günahtan gayri karım yok.
Ne dervişem feragatta
Ne tacı tahtı devlette
Hemen kaldım mezellette
Elimde bir tutanım yok.
Gönül yadetti sübhanı
Gözüm yaşı ciğer kanı
Bu yola koymuşsam canı
Elimde ihtiyarım yok.
Benem asi yüzü kara
Meğer üftade biçare
Tutmuşam ki bir hare
Yanımca bir yanarım yok.
Masiva: Allah (Celle Cellalühu)’ tan gayrı şeyler..
Bir şey ki Allah (Celle Celalühu)’tan gayrıdır, onunla meşguliyet gerekmez.. Mecnun gibi olma!… Hep Leyla’dan bahsetmeli, Her yerde Leyla’yı görmeli. Hep Leyla’yı düşünmeli..
-Ve Leyla’yı bırakıp, Mevla’ ya geçmeli. Mecazi aşktan hakiki aşka kanat açmalı.Yunus gibi demeli:
Mecnun’a sordular Leyla nicoldu
Leyla gitti adı dillerde kaldı
Benim gönlüm şimdi Mevla’yı buldu
Yürü Leyla ki ben Mevla’yı buldum
Leyla Leyla derken Mevla’yı buldum.
Aşk ateştir. Aşk yanmaktır. Aşk çiledir. Aşk pişmektir. Yan-madan pişilmez. Pişmeden Lezzet verilmez. Aşık olun ey ina-nanlar, aşık olun. Siyah gözlere değil, siyah gözleri Yaratan’a aşık olun. Güllere değil, gülleri var edene aşık olun. Leyla’dan geçin, Mevla’ya göçün. Aaah deyin. Allah (Celle Cellalühu) deyin. Allah, Allah, Allah… La mevcude illallah. Allahtan başka ne var ki. “Küllü şeyin halikun illa vechehu” “Her şey helak olucudur, sadece Allah (Celle Cellalühu) müstesna…”
İnsanlar! Müstesnalara ne de tutkunsunuz.. Masivaya neden vurgunsunuz…?
İnsanlar Allah (Celle Celalühu)’a gelin Allah (Celle Celalühu)’a!…
Allah (Celle Celalühu)’ı sevin Allah (Celle Celalühu)’ı !…
“La ilahe İllallah” deyin… hiçbir şey yok, sadece Allah (Celle Celalühu), Eğlenceniz Tevhid olsun insanlar… Yüzünüz değil, gönlünüz gülsün.. Yari bulun.. Yari bulun ki her anınız bayram olsun..
İnsanlar aah İnsanlar… Allah (Celle Celalühu) sizinle siz kimlersiniz… Allah (Celle Celalühu) size bakıyor. Siz nereye bakıyorsunuz… Allah (Celle Celalühu) sizi anıyor… Siz kimi zikrediyorsunuz?
İnsanlar! Neden oyuncaklarla oyalanıyorsunuz… Gönül evine neden Sultanlar Sultanı’nı buyur etmiyorsunuz…
Sultan harab eve girmez ki… Sultan altınla, markla, köşkle, dünya sevgisi ile harap olmuş evine girmez ki…
İnsanlar! Gönlünüzü harap ettiniz dünyayla… Manevi putlarla doldurdunuz gönlünüzü… Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) deyin… Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)…Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) putlarla dolu gönlünüze Muhammed (Salllalalhu Aleyhi ve Sellem)’i davet edin… Girsin gönlünüze Allah (Celle Celalühu)’ın Habibi… Kabe’deki putları, devirdiği gibi, devirin gönlünüzdeki putları…
Putlardan temizlenirse gönül, oraya Sultan gelir… Gönül gözü açılır… Güneş doğarsa gönülde karanlıklar nura döner… Zindanlar Cennet olur… Geceler gündüz olur… “Kalpler ancak Allah (Celle Celalühu) zikirle huzura erer.”
Her an bayram olur…
Her anı bayram olanlardan asırları nuruyla aydınlatan Hacı Bayram-ı Veli, bakın mana alemindeki bayramını nasıl anlatıyor.
Ne oldu bu g önlüm, ne oldu bu gönlüm
Derdi gam ile doldu gönlüm.
Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm…
Yan ey gönül yan, yan ey gönül yan
Yanmada oldu derdine derman.
Pervane gibi, perva gibi
Şem’ine aşkın yandı bu gönlüm.
Gerçi ki yandı, gerçi ki yandı.
Rengine aşkın cümle boyandı.
Kendinde buldu, kendinde buldu
Matlubunu hoş buldu bu gönlüm…
Bayramını imdi, bayramım imdi.
Bayram edersin yar ile şimdi.
Hamdu senalar
Hamdu senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm…
Masivadan firar eyle…
Masivadan fırar eylersen,
Hak’ ka vasıl olursun…
Gönlünde Allah (Celle Celalühu) tecelli ederse dünyaya Sultan olursun…
Gönüller Sultanı olursun.
İsterse insanlar bilmesin… Sadece Allah (Celle Celalühu) bilsin… Allah (Celle Celalühu) sana kulum desin de, isterse insanlar sana hakaret etsin…
Ebu Cehil’in hakareti Muhammed’ul Emin’e ne kaybettirdi ki?… Masivadan geçmek kolay değil… Gönüller de taht kurmak, Sultan olmak kolay değil…
Üstad Necip Fazıl bu çileli yolculuğu şöyle tarif ediyor:
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez
Eşden, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez…
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez..
Kayalık boğazlarda, yön arayan bir gemi,
Usta kaptan kılavuza, varılmadan geçilmez..
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin kilitlerin yalnız onda şifresi,
İşte, o eteğe sarılmadan geçilmez…
Yolcu! Vaktin azalıyor… Seni Allah (Celle Celalühu)’a vardıracak kaptanı bul… Yarın üzerinde çiçekler bitebilir…
MEVLA’YA DOĞRU SEYREYLE
Allah-u Teala (Celle Cellalühu)’ nın veli kulları kalb amellerinde öyle güzel bir cennet kurarlarki; bizim gibi gafiller bu cennet’i hayal bile edemeyeceğiz…Çünkü nazargah-ı ilahi olan kalbimizi dünyanın beş para etmez sevgileri istila etmiştir… Allah-u Teala (Celle Cellalühu)’nın kudsi hadiste, “Yerlere göklere rağmen, ama mü’min kulumuz kalbine sığarım” buyurduğu gönlümüz manevi putların işgali altındadır. Birgün bizi terkedecek olan hanımlara, beylere, oğullara, eşyalara, arabalara tutkunuzdur… Çiçeklere, çimenlere, güllere, lalelere, vurgunuzdur… Halbuki gönlümüz Allah (Celle Cellalühu)’ı sevmek için yaratıldı… Allah (Celle Cellalühu)’tan başka hiçbir şey onu temiz ettmez… Dedik ya Yaratan’a sevdalananlar da var… İşte o sevdalılardan birisi… Bursa’da yatan Muh-yiddin Üftade Hazretleri (Kuddise Sırruhu) Mevla’ya aşkını şöyle dile getiriyor:
İlahi, Yari gel bana
Ki senden başka yarim yok.
Ne yüz ile gelem sana
Günahtan gayri karım yok.
Ne dervişem feragatta
Ne tacı tahtı devlette
Hemen kaldım mezellette
Elimde bir tutanım yok.
Gönül yadetti sübhanı
Gözüm yaşı ciğer kanı
Bu yola koymuşsam canı
Elimde ihtiyarım yok.
Benem asi yüzü kara
Meğer üftade biçare
Tutmuşam ki bir hare
Yanımca bir yanarım yok.
Masiva: Allah (Celle Cellalühu)’ tan gayrı şeyler..
Bir şey ki Allah (Celle Celalühu)’tan gayrıdır, onunla meşguliyet gerekmez.. Mecnun gibi olma!… Hep Leyla’dan bahsetmeli, Her yerde Leyla’yı görmeli. Hep Leyla’yı düşünmeli..
-Ve Leyla’yı bırakıp, Mevla’ ya geçmeli. Mecazi aşktan hakiki aşka kanat açmalı.Yunus gibi demeli:
Mecnun’a sordular Leyla nicoldu
Leyla gitti adı dillerde kaldı
Benim gönlüm şimdi Mevla’yı buldu
Yürü Leyla ki ben Mevla’yı buldum
Leyla Leyla derken Mevla’yı buldum.
Aşk ateştir. Aşk yanmaktır. Aşk çiledir. Aşk pişmektir. Yan-madan pişilmez. Pişmeden Lezzet verilmez. Aşık olun ey ina-nanlar, aşık olun. Siyah gözlere değil, siyah gözleri Yaratan’a aşık olun. Güllere değil, gülleri var edene aşık olun. Leyla’dan geçin, Mevla’ya göçün. Aaah deyin. Allah (Celle Cellalühu) deyin. Allah, Allah, Allah… La mevcude illallah. Allahtan başka ne var ki. “Küllü şeyin halikun illa vechehu” “Her şey helak olucudur, sadece Allah (Celle Cellalühu) müstesna…”
İnsanlar! Müstesnalara ne de tutkunsunuz.. Masivaya neden vurgunsunuz…?
İnsanlar Allah (Celle Celalühu)’a gelin Allah (Celle Celalühu)’a!…
Allah (Celle Celalühu)’ı sevin Allah (Celle Celalühu)’ı !…
“La ilahe İllallah” deyin… hiçbir şey yok, sadece Allah (Celle Celalühu), Eğlenceniz Tevhid olsun insanlar… Yüzünüz değil, gönlünüz gülsün.. Yari bulun.. Yari bulun ki her anınız bayram olsun..
İnsanlar aah İnsanlar… Allah (Celle Celalühu) sizinle siz kimlersiniz… Allah (Celle Celalühu) size bakıyor. Siz nereye bakıyorsunuz… Allah (Celle Celalühu) sizi anıyor… Siz kimi zikrediyorsunuz?
İnsanlar! Neden oyuncaklarla oyalanıyorsunuz… Gönül evine neden Sultanlar Sultanı’nı buyur etmiyorsunuz…
Sultan harab eve girmez ki… Sultan altınla, markla, köşkle, dünya sevgisi ile harap olmuş evine girmez ki…
İnsanlar! Gönlünüzü harap ettiniz dünyayla… Manevi putlarla doldurdunuz gönlünüzü… Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) deyin… Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)…Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) putlarla dolu gönlünüze Muhammed (Salllalalhu Aleyhi ve Sellem)’i davet edin… Girsin gönlünüze Allah (Celle Celalühu)’ın Habibi… Kabe’deki putları, devirdiği gibi, devirin gönlünüzdeki putları…
Putlardan temizlenirse gönül, oraya Sultan gelir… Gönül gözü açılır… Güneş doğarsa gönülde karanlıklar nura döner… Zindanlar Cennet olur… Geceler gündüz olur… “Kalpler ancak Allah (Celle Celalühu) zikirle huzura erer.”
Her an bayram olur…
Her anı bayram olanlardan asırları nuruyla aydınlatan Hacı Bayram-ı Veli, bakın mana alemindeki bayramını nasıl anlatıyor.
Ne oldu bu g önlüm, ne oldu bu gönlüm
Derdi gam ile doldu gönlüm.
Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm…
Yan ey gönül yan, yan ey gönül yan
Yanmada oldu derdine derman.
Pervane gibi, perva gibi
Şem’ine aşkın yandı bu gönlüm.
Gerçi ki yandı, gerçi ki yandı.
Rengine aşkın cümle boyandı.
Kendinde buldu, kendinde buldu
Matlubunu hoş buldu bu gönlüm…
Bayramını imdi, bayramım imdi.
Bayram edersin yar ile şimdi.
Hamdu senalar
Hamdu senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm…
Masivadan firar eyle…
Masivadan fırar eylersen,
Hak’ ka vasıl olursun…
Gönlünde Allah (Celle Celalühu) tecelli ederse dünyaya Sultan olursun…
Gönüller Sultanı olursun.
İsterse insanlar bilmesin… Sadece Allah (Celle Celalühu) bilsin… Allah (Celle Celalühu) sana kulum desin de, isterse insanlar sana hakaret etsin…
Ebu Cehil’in hakareti Muhammed’ul Emin’e ne kaybettirdi ki?… Masivadan geçmek kolay değil… Gönüller de taht kurmak, Sultan olmak kolay değil…
Üstad Necip Fazıl bu çileli yolculuğu şöyle tarif ediyor:
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez
Eşden, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez…
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez..
Kayalık boğazlarda, yön arayan bir gemi,
Usta kaptan kılavuza, varılmadan geçilmez..
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin kilitlerin yalnız onda şifresi,
İşte, o eteğe sarılmadan geçilmez…
Yolcu! Vaktin azalıyor… Seni Allah (Celle Celalühu)’a vardıracak kaptanı bul… Yarın üzerinde çiçekler bitebilir…
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home