[islami-hassasiyet] Yasanmis bir olay ve Kur'an-i Kerim'den cevap
Bu mail bir din büyügümüzün istegi ile gönderilmistir.
A.M.Fakihoglu
/////
Birkaç hafta önce günesli bir günde Bostanci deniz kenarinda
bankta bir yakinimla birlikte otururken 70-75 yaslarinda,temiz
giyimli,Türkçeyi yabanci aksani ile konusan bir kisi yanimiza
gelerek bize bir dergi hediye etmek istedigini söyledi.Isminin
Gunther oldugunu ögrendigimiz bu kisinin biraktigi
dergide-tahmin ettiginiz gibi - Hristiyanlik propagandasi
yapiliyordu.
Bilindigi üzere günümüz Hristiyanligin temelini - M.S 325
teki Nikaia(Iznik) konsili karari ile- Baba,Ogul ve Ruhül
Kudüs'ün Allah'i (c.c) olusturdugu ve Hz. Isâ'nin (a.s)
Allah'in oglu oldugu kabul edilen "üçlü" inanç sistemi
teskil etmektedir. Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz zamaninda yasayan
Hristiyanlar da bu bâtil inanca sahiplerdi ve Kendileri ile Necran
hristiyanlari arasinda bu konuda bir tartisma yasanmisti.
Nasil ki temel bilimler veya ansiklopedi gibi kitaplari
kütüphanelerin "referans" bölümlerinde
bulabiliyorsak,kanaatimce bu olay da çok temel bir konu ile ilgili
oldugundan bir "referans olay " niteligindedir.
Bu konuda hazirlanan dokümani ekte takdim ediyorum.Herr Gunther ve
benzerlerinin propagandasindan etkilenebilecek gençlerimize yararli
olabilecegi kanaatindeyim..
NECRAN HEYETI
Necran Yemen'de bulunan önemli Hristiyan merkezlerinden biriydi.Bu
sehirde Kâbe'ye karsilik ve rakip olmak üzere "Necran
Kabesi" adi verilen büyük bir kilise insa edilmis olup çok
sayida rahip bulunuyordu.Müfessir ve tarihçiler Âl-i Imran Suresi
bas tarafindan seksen kusür ayetin indirilmesine sebep olan olayi
söyle anlatmaktadirlar (Âl-i Imran'in kelime anlami =
Imran'in ailesi demektir.Imran,Hz. Meryem'in babasidir).
"" ...Necran'dan gelen Hristiyan heyeti altmis kisi
olup,içlerinden ondördü büyükleri ve bu ondördün içinden üçü
de liderleri idi.Bunlardan biri emîr ve reisleri Abdülmesih,ikincisi
vezir ve kumandanlari el-Eyhem,üçüncüsü de din bilgini ve
"piskopos"lari olan Ebu Harise bin Alkame idi.Bu kisi
Hristiyanligi ögretmek ve yaymak konusundaki çaba ve gayretleri
ve bilgisinin genisligi ile söhret sahibi oldugundan Bizans
hükümdarlari tarafindan ikram ve ihsana ugramis,kendisine
birçok mallar ve hediyeler verilmis,idaresi altinda birçok kilise
yaptirilmis idi.Bu altmis kisinin arasinda kendi kardesi Kürz
bin Alkame de bulunuyordu.Bunlar Medine'ye gelmisler,bir gün ikindi
namazindan sonra Mescid-i Saadet'te Resûlullâh (s.a.v)
Efendimiz'in huzuruna girmislerdi.Üzerlerinde süslü
cübbeler,kiymetli üniformalar ve papaz giysileri vardi.Bunlari
gören ashabi kiramdan bazilari "Biz simdiye kadar böyle birsey
görmedik" demislerdi.O sirada onlarin da namaz vakitleri gelmis
oldugundan Mescid-i Saadet içinde namaza kalkmislar, Resûlullâh
(s.a.v) Efendimiz de "Birakiniz kilsinlar" buyurmustu.Dogu
yönüne dönerek Hristiyan usulünce namaz kilmislardi.
Bunlar birkaç gün Medine 'de kalip Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz
ile Hazreti Isa (a.s) hakkinda tartistilar.Aralarinda bir inanç
birligi de yoktu.Kimi " Isa Allah'tir",kimi "Allah'in
ogludur", kimi de "O,üçün üçüncüsüdür" diyordu.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz onlara müslüman olmalarini teklif
etti.Onlar "Biz senden önce Islam'a girmisiz" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz, "Yalan söylediniz,siz Allah'a
ogul isnad edip dururken nasil Islam'a girmis olursunuz ? "
buyurdu.Onlar,"Isa Allah'in oglu degilse,o halde babasi kim?
" dediler.
Daha sonra tartisma su sekilde devam etti:
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz:"Bilmiyor musunuz Allah(c.c) diri ve
ölümsüzdür.Isa'ya yokluk âriz olur mu?" diye sordu.
Onlar: "Evet" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz:" Bilmiyor musunuz,babasina
benzerligi olmayan hiçbir çocuk yoktur."dedi.
Onlar :" Evet yoktur" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: "Bilmiyor musunuz Rabbimiz hersey
üzerine kayyumdur(görüp,gözeten ve yöneten demektir),onu
korur,riziklandirir,halbuki Isa bunlardan hiçbirseye malik
midir?" dedi.
Onlar: "Hayir,malik degildir." dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: "Bilmiyor musunuz,Allah-u Teâlâya
yerde ve gökte hiçbirsey gizli degildir.Isa ise
bunlardan,Allah'in bildirdiginden baska, birsey bilebilirmi?"
dedi.
Onlar: "Hayir,bilemez" dediler
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: "Rabbimiz,Isa'yi ana rahminde
diledigi gibi sekillendirdi,tasvir etti,bunu biliyor musunuz?"
dedi.
Onlar: "Evet biliyoruz" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: " Rabbimiz yemez,içmez,hadesten
(tuvalet ihtiyaci)münezzehtir,bunu da biliyormusunuz?" dedi.
Onlar:" Evet" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz: "Isa'ya anasi,herhangi bir
kadinin hamile kaldigi gibi hamile olmus ve herhangibir kadinin
dogurdugu gibi dogurmus,O da herhangibir çocugun gida aldigi
gibi beslenmisti.Sonra da yer,içer ve hades yapardi.Bunu da
biliyorsunuz degil mi?" diye sordu.
Onlar: " Evet" dediler.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz:" O halde Isa,sizin zannettiginiz
gibi nasil olur?" buyurdu.Bunun üzerine onlar cevap veremeyip
sustular.
Bununla beraber yine inadlarinda direndiler de " Ya Muhammed,Sen
onun Allah'in kelimesi ve O'ndan bir ruh oldugunu söylemiyor
musun? dediler.
---Evet, buyurdular.
Onlar da " Iste bu bize yeter" dediler.
Bunu üzerine Allah-u Teâlâ Âl-i Imran suresinin basindan seksen
küsur ayet indirdi ki, 61.ayeti ile ( Anlami : "Geliniz
evlatlarimiz ve ailelerimiz de dahil olmak üzere toplanalim,kim
yalan söylüyorsa Allah'in lanetinin onun üzerine olmasini
dileyelim") onlari mübaheleye, yani açiktan lanetlesmeye davet
etmesini Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz'e emretti.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz onlara bu daveti yapinca ertesi güne
kadar süre istediler ve kendi aralarinda konusup: " Anladiniz
ya,Muhammed gerçekten Allah tarafinda gönderilmis bir
peygamberdir,Isa efendimiz hakkindaki didismeyi ne güzel bir
çözüme kavusturdu.Bilirsiniz ki, bir peygamberle mübaheleye giren
bir toplumu Allah kirip geçirir,hepsini helak eder.Eger kendi
dinimizde kalacaksak, bu zatla anlasma yapip ülkemize geri dönelim
"dediler ve ertesi gün gelip:
---" Biz seninle mübahaleye girmeyecegiz.Seni kendi dininde
basbasa birakacagiz.Biz de kendi dinimizde kalacagiz.Biz
ülkemize dönüyoruz.Sen ashabindan bir adam gönder,mallarimiz
hakkinda ihtilaf ettigimiz hususlarda aramizda hükmetsin"
seklinde konusarak, cizye (vergi) vermeyi de kabul ederek
ayrildilar.
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz'de Ebû Ubeyde bin el Cerrah'i
onlara hakim(yargiç) olarak gönderdi...""
...............................................................................................................
Heyet,daha Necran dan Medineye dogru gelirken,piskopos Ebu
Harise,kardesi Kürz'e:
--"Yemin ederimki ,bekledigimiz ümmi peygamber budur"
demisti.Kardesi:
--"O halde neden bunu açikça söyleyip O'na uymuyorsun" diye
sorunca,Ebu Harise:
--"Çünkü, su krallar bize çok mal mülk verdiler ve ikramlarda
bulundular:eger müslüman olursak hepsini elimizden alirlar"
seklinde cevap vermis.
Bu cevabin Kürz'ün (radiyallahu anh) kalbinde bir ukde
olusturdugu,ve nihayet Medine de olaylarin gelismesini izledikten
sonra Islam'i kabul ettigini kendisi daha sonra açiklamistir.
..............................................................................................................................................................................................................................
Bu olaydan kisa bir müddet sonra Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz
çesitli ülkelere din hocalari ve valiler göndermistir.Aralarinda
Yemen'e atanan Muâz Ibn-i Cebel radiyallahu anh'in da
bulundugu grup Medine'den hareket etmeden önce onlara verilen
talimat Islamda din mürsitleri için önemli bir ibret
vesikasidir.Hazret-i Peygamber onlara söyle buyurmustu :
"Kolaylastiriniz,güçlestirmeyiniz.Halka müjdeler verip
sevindirin,nefret ettirmeyin.Halka yumusak muamele edin,siddet
göstermeyin.Siz,kendilerince bir dîne tâbi olan insanlarla
karsilasacaksiniz.Onlari Allah'tan baska tanri
olmadigina,benim de Allah'in peygamberi olduguma davet edin.Bunu
kabul ettikten sonra o zaman Allah'in hergün bes vakit namazi
emrettigini anlatin.Bunu da kabul ettikten sonra onlari zekat
vermeye davet edin.Zekat onlarin zenginlerinden alinip fakirlerine
verilir.............
Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz'in bu tür tavsiyeleri ve dualari
bereketiyle, Yemen'de Islamiyet pek kolay yayildi.Islâma
kiliç dini diyenler- Türkiye'nin yaklasik dörte üçü
büyüklügünde topraklari olan Yemen'e hiç kiliç girmeden bu
dînin nasil girdigini düsünmezler mi?
BU OLAYDAN ÇIKAN BAZI DERSLER :
1-(O zamanki) Hristiyanlarin Resûlullâh (s.a.v) Efendimiz'in hak
peygamber oldugunu bildikleri halde -maddi menfaat ugruna- O'nun
peygamberligini kabul etmemeleri,inkar etmeleri...Allah-u
Teâlâ'nin son peygamber olarak tüm insanliga gönderdigi
Resûlullâh (s.a.v)in peygamberligini kabul etmeyen kisi Islama
göre küfür de kalir,yani kâfir olur.
2-Hristiyanlarin Allah-u Teâlâ'ya ogul isnad etmek suretiyle
O'na ortak kosmalari. Allah-u Teâlâ'ya ortak kosmak
sirktir,O'na ortak kosan müsrik olur.
3-Kuran-i Kerîm terminolojisine göre "müsrik" ve "kâfir"
olan Hristiyanlarin bu özelliklerinin Hazret-i Peygamber devrinden
bugüne kadar hiç degismeden aynen devam ettigi...(Hz Isâ'nin
(a.s) teblig ettigi gerçek Hristiyanlikta ise tek Allah'a (c.c)
iman esasti; ayrica kendinden sonra bir peygamberin
gelecegini(Yuhanna Incili 14. Bâb) ve bu son peygamberin isminin
Ahmed oldugunu (Saf,6)) "müjdeliyordu".
4-O zamanki Hristiyanlarin -kendi adetlerine göre- namaz
kilmalari.(Bkz: Meryem suresi,31). Hazret-i Peygamber ile
mübahaleden korkmalari ve cizye vermeyi de kabul ederek ülkelerine
dönmeleri.
KAYNAKLAR :
1-Kur'an tefsiri: "Hak Dini,Kur'an dili" cilt2 ,Elmalili M.
Hamdi Yazir.Azim yayinlari
2-"Peygamberimizin Hayati",Irfan Yücel,Diyanet Isleri Bsk
yayinlari
3-"Hazreti Muhammed (s.a.v)",A.H.Berki/O. Keskioglu,Diyanet
Isleri Bsk yayinlari
4-"Kur'ân-i Kerim'e göre Hz Muhammed'in (s.a.v) hayati"
Prof S. Ates
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home