sg

Pazar, Temmuz 09, 2006

[KayzerNet] İlt: :(((


-----
Kavanoz dipli dünyada ilk önce en aziz varlığımı yitirdim. İlham kaynağımı, sevgi çağlayanımı, bana can veren hayat pınarımı en erken kaybettim. Henüz dört yaşımda iken annem vefa etti. Bu öyle büyük bir kayıp, öyle bir derin acı ki; o giderken benim de pek çok yanımı, yanına aldı götürdü: kollarım, bacaklarımı, ellerimi, yüzümü, parmaklarımı ve yüreğimi... Evet yüreğimi.... Bunların hepsini alıp götürdü sanki. Çünkü ben daha serpilmemiş körpe bir yavru idim onun gittiğinde. Onun sevgi dolu kacağına koşup atlamak istiyordum. En güzel düşüm kollarında uyumaktı. Uyandığımda bana sevgiyle bakan gözlerini görecektim. Gülen, hep gülen... Karşılıksız bir sevgi ile bakan gözlerini... Sımsıcak gülüşlerine, altın sarısı saçlarına açacaktım gözlerimi... Kadifemsi narin elleriyle okşayacaktı yüzümü. Varsa gözümdeki çapakları, beni incitmeden silecekti. Bir öpücük konduracaktı yanağıma. Kollarımdan yakalayıp tay tutacaktı beni. Havaya zıplatacak, boynuma, kulaklarıma yüzünü sürecekti. Koltuk altlarımdan gıdıklayacaktı doya doya... Ben katıla katıla gülerken o, bu alemin en mesut kadını, en bahtiyar annesi olacaktı. Dünyaları verseniz, yine de değişmeyeceği bir mutluluk tadacaktı o anda. Gamsız tasasız benim güldüğümü... Gülerek gözlerini içine baktığımı görünce; bütün dertlerini unutacaktı. Takatsız kollarına derman gelecekti. Ciğerlerini paralayan amansız öksürüğün geçtiğini düşünecekti bir anda. Hasta yatağından kalkıp sıcak bir çorba pişirecekti ikimize; tarhana. Dünyanın en leziz çorbası. Kendi elleriyle biraz daha büyütebilseydi beni; belki ekmeğime yağ sürüp sokağa salacaktı. Gaga pişirecekti. Sonra üfleyerek soyacaktı yumurtayı. Allahım! Nasip olsaydı da tatsaydım; o çorba, o ekmek, o yumurta ne tatlı olurdu. Hiçbir şeyle değişmezdim onları. Belki de yemezdim o yağlı ekmeği, hiç soydurmazdım o yumurtayı, ölünceye kadar saklardım o çorbayı. Çocuklarıma, torunlarıma bırakırdım o kıymetli varlığın yadigarını. Gedik Yaylası'ndaki bir metrelik toprak evini, yağmurlar karlar ıslatıyor şimdi. Ulu ağaçların dallarını yalayıp geçen deli rüzgarın uğultusu var yurdunda. Koyunlar, davarlar otluyor civarında. Çobanlar türkü söylüyor karşı yamaçlarda; mevtaları umursamadan, yakınları duyar mı demeden


You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." group.
To post to this group, send email to KayzerNet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/KayzerNet

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


Komik Videolar   islam  şarkı sözleri  yemek tarifleri  gelibolu  huzur   sağlık