sg

Perşembe, Temmuz 27, 2006

[KayzerNet] Okumaya Davet - 49


Bismillahirrahmanirrahim,

Selamün aleyküm,

Sevgili kardeşlerim ben Peygamberlerin mirası olan ilmi öğrenmek istiyorum, benimle birlikte ilim öğrenmek isteyen  kardeşlerimi okumaya davet ediyorum. Oku (ikra) Allah'ın ( c.c) ilk emridir, ve ilmin yoludur. Kim Alimim diyor sa da hata eder, çünki ilmin, öğrenmenin sınırı yok. 

Daha önce ayrı ayrı göndermekte olduğum, günlük e-postalarımı bu e-postamın ekinde dosyalar halinde size sunuyorum, gözünüze çok gelmesin çünkü size göndermeden önce ben okuyorum ve en çok yarım saatimi alıyor, ilim öğrenmek için bu fedakarlığı yapamazsak, malesef  cahillik bizim yoldaşımız olur. Cahil olmaktan ve cahillerin şerrinden, zulmünden Allah'a ( c.c) sığınırım.

 

İLİM KONUSUNDA ÖNEMLİ HADİSLER

"Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır".

"Alimin, ibadetle meşgul olan, âbid kimseye olan üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir."

"Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmazlar. Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakırlar. Kim ilmi elde ederse büyük bir pay ele geçirmiş olur."

"Hiç kuşkusuz ilim öğrenmek farzdır."

Vaktinizi aldığım için hakkınızı helal edin.

Ekte 6 adet dosya mevcut.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

NOT : GÖNDERDİGİM BU, E-POSTA DAN RAZI OLMAYAN ARKADAŞLARIN, BANA BİLDİRMELERİ KAFİDİR, BİR DAHA KENDİLERİNE   E-POSTA GÖNDERİLMEYECEKTİR.ALLLAH (c.c) OKUYANDAN DA OKUMAYANDAN DA RAZI OLSUN.

 


umut@umutfm.com sitesinden gelen bu e-postayı sizinle paylaşıyorum. Gerçekten çevremizde gördüğümüz günümüzün bu gerçeklerini düşünerek, doğru olanı bulma, doğru olanı yapma konusunda azmedelim inşallah.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Rabbimiz; kendi yolunda 'yaşanılması' için sayısız güzellikleri göstersede, bizler yinede nefsi isteklerimizin peşinden gitmeyi severiz ve gayretimiz daha çok o yöndedir...

Halimizi anlatan acı gerçekleri hatırlatarak, yaşarken, durup bir anda olsa düşünmenize vesile olmak istedik...

 O'nun yolunda yaşanılması gereken bir hayat için, düşülen bir not...

 insan eğerki 10 milyonu sadaka verecek olsa bu  miktarı çok bulur ama 10 milyon ile mağazadan birşey
 almaya gitse alacak birşey bulamaz...

 insan 10 dk zikir edecek olsa bu zamanı çok  bulur ama bir film veya maç olsa bir buçuk saatlik
 zaman onun için hemen geçiverir...

 bir futbol maçının uzaması insanın hoşuna  gider ama Cuma namazında hutbenin birkaç dk uzaması
 hiç de hoşuna gitmez...

 insan duyduğu dedikoduya hemen inanır ve  kabullenir ama kesin doğru olduğunu bildiği birşeyi
 inat ederek hemen kabullenmez...

 insan modayı her an takip eder ama  Peygamberimiz ( s.a.v) sünnetini bilmez veya  bilsede uygulamaz...

 insan camide bir saat ibadet ederek vakit  geçirecek olsa onun için zaman geçmek bilmez ama
 bilgisayar başındayken zaman onun için çabucak geçer...

 insan namaz kılarken,ibadet esnasında dünyevi  konuları düşünmeyi sever ama normalde manevi şeyleri
 düşünmekten kaçınır...

 insana bir sureyi veya surenin anlamını okumak  zor gelir ama bir romanı okumak onun için kolaydır...

 insan konserde ilk sıralarda olmak için çaba  sarfeder ama camide ilk sıralarda olmak için çaba
 sarfetmez. Aksine namazın sonunda hemen çıkıp gideyim  diye son sıralarda olmak ister...

 bir ayet yada hadis ezberlemek insanın zoruna  gider ama müzik listesi top 10'da olan şarkıların
 hepsini ezbere bilir...

 insan İslami konuları dinlemeyi ve anlatmayı  zor bulur ama dedikoduları dinlemeyi ve anlatmayı çok sever...

 insan CENNET\'e gitmeyi ister ama hiçbir şey yapmadan...

 Sizce de ilginç, değil mi?


 
Bir kulun cildi, Allah'dan haşyeti dolayısı ile, ürperir ve tüyleri diken diken olursa, o kulun hataları kurumuş ağaç yapraklarının dökülmesi gibi, üzerinden dökülür.
Ravi: Hz. Abbas (r.a.)

 

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir.
O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O'nundur.
Diriltir, öldürür. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.

O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır.

O, her şeyi hakkıyla bilendir.

HADİD SURESİ 1-3

__._,_.___

 

İlk yazılı antlaşma

Hicretin birinci senesinde; Ensardan Es'ad bin Zürare, Bera bin Ma'rur, Külsüm bin Hidm, Muhacirlerden Osman bin Maz'un vefat etti. Kafirlerle savaşa izin verildi.

Ayrıca, Medine'nin hava ve suyunun tesirine dayanamayan hazret-i Ebu Bekir ile Bilal-i Habeşi sıtma hastalığına tutuldular. Bunun üzerine, Resulullah; "Ya Rabbi! Mekke'yi sevdirdiğin gibi Medine'yi de bize sevdir ve burada bize bereket ve rızık bolluğu ver" diye dua ettiler. Cenab-ı Hak da duasını kabul buyurup, Muhacirlere Medine'yi sevdirdi.

Hicri birinci yılda birçok önemli olaylar oldu. Peygamber efendimiz bizzat iştirak ettikleri Ebva, Veddan gazaları o senede yapılmıştır. İkinci yılın başlarında; Buvat, Safevan, Züluşeyre seferleri bunları takib etmiş ve bu seferlerde savaş vuku bulmamıştır.

Bu arada bir de antlaşma yapıldı. Mekkeli müşrikler boş durmuyor, Resulullah efendimize, Mekke'de yapamadıklarını Medine'de yapmaya kalkışıyorlardı.

Medineli müşriklere tehdit mektupları gönderdikleri gibi, Medine'deki Yahudi kabilelerine de tehditlerle dolu mektuplar ve haberler gönderiyorlardı. Onların bu tehditleri, Yahudilerin, Resulullah efendimize yaklaşmalarına sebep oldu.

Bu sırada Yahudiler, Resulullah efendimizin huzuruna gelip; "Sizinle sulh yapmaya geldik. Bir antlaşma yapalım da birbirimize zararımız olmasın" dediler. Peygamberimiz de onlarla elli beş maddelik, Müslümanların ilk yazılı antlaşmasını yaptık ki, bazı maddeleri şöyledir:

1- Bu antlaşma; Resulullah Muhammed aleyhisselam tarafından Mekkeli ve Medineli Müslümanlarla, onlara tabi olanlar ve sonradan iltihak edenler ve onlarla beraber savaşanlar arasında yazılan bir belgedir.

2- Şüphesiz ki, bunlar diğer insanlardan ayrı bir cemaattir.

- Her kabile, esirlerinin kurtulmalık akçelerini (Müslümanlar arasındaki adalete göre) ortaklaşa ödeyeceklerdir.

4- Müslümanlar, kendi aralarında karışıklık çıkaran kimselere, evlatları bile olsa, karşı cephe alacaklardır.

5- Yahudilerden Müslümanlara tabi olanlar, herhangi bir zulme uğramayacakları gibi, onlara yardım da edilecektir.

6- Yahudiler, Müslümanlarla beraber bir grup teşkil edecek, herkes kendi dininin icablarını yerine getirecektir.

7- Hiçbir kimse, anlaştığı kimseye kötülük etmeyecek, zulme uğrayana mutlaka yardım edilecektir.

8- Medine Vadisi, bu antlaşmayı yapanlar için dokunulmaz bölgedir.

9- Mekkeli müşrikler ve onlara yardım edenler hiçbir surette himaye edilmeyeceklerdir.

10- Medine'ye hücum edecek kimselere karşı, Müslümanlar ile Yahudiler aralarında yardımlaşacaklardır.

Yahudiler, bu antlaşma ile Müslümanlara iyi davranacaklar, onlara kin tutmayacak ve düşmanlıkta bulunmayacaklardı
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak /  Mehmet ORUÇ - Kainatın Efendisi Kitabı
 

 

KONU:  ALLAH'IN KULLARI DENETLEMESİ (MURAKEBE)
Âyetler

1. "O (öyle Allah'tır) ki, gece namaza kalktığında ve secde edenler arasında dolaştığında seni görüyor."

  Şuarâ sûresi (26), 218-219

Âyet Hz. Peygamber'e hitâbetmekte, Allah seni ayakta, rükûda ve secdede iken her halinde görmekte, sürekli izlemektedir. Aynı denetim ve gözetim her müslüman için de aynen geçerlidir.

 

2. "Nerede olursanız olunuz, Allah sizinledir."

  Hadîd sûresi (57), 4   

Önceki âyette Hz. Peygamber'e hitâben hangi halde olursa olsun Allah'ın onu gördüğü bildirilmişken, bu âyette tüm mü'minlere hitap edilerek ve "nerede olursanız olunuz" diye mekân bakımından da Allah'ın denetim ve gözetiminden kimsenin kurtulamayacağı hatırlatılmaktadır. Allah'tan uzak bir yerde bulunmak mümkün olmadığı ve dolayısıyla "denetim dışı" anlamında bir "özel hayat"ın bulunmadığı açık şekilde bildirilmektedir. Ebû'l-Meâlî ne güzel ifâde etmiştir: "Mi'rac gecesi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah'a, balığın karnında bulunduğu sırada Hz. Yûnus'tan daha yakın olmamıştır" [bk. Kurtubî, Câmi, XVII, 237].

3. "Yerde ve gökte hiç bir şey, aslâ Allah'a gizli kalmaz."

 Âl-i İmrân sûresi (3), 5

Bu âyette de "nerede"ye açıklık getirilmekte, "yerde ve gökte " yani evrende hiç bir şeyin Allah'a asla gizli kalmayacağı kesin bir dille ifâde buyurulmaktadır.

 

4. "Doğrusu senin Rabbin hep gözetlemektedir."

Fecr sûresi (89), 14

Bu âyette ise, ilâhi denetim ve gözetimin kesintisiz ve sürekli olduğu belirtilmektedir. Ne zaman, ne de yer bakımından, "denetim" dışı kalma imkânının bulunmadığına dikkat çekilmektedir.

 

5. "Allah, gözlerin sinsi bakışlarını ve kalblerin saklayageldiklerini bilir."

Mü'min sûresi (40), 19

Âyet, ilâhî denetim ve murâkabeden, kalblerin bile kurtulamadığını, onların insanlara açıklamayıp kendilerine sakladıklarını Allah'ın bildiğini haber vermektedir. Gözlerin sinsi sinsi bakışlarına varıncaya kadar her çeşit hareketin, Allah'ın malûmu olduğunu bildirmektedir.
 
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaynak : İmam Nevevi "Riyasüz Salihin"


MOLA !!!! KENDİNİZ İÇİN HAYATINIZA BİR MOLA VERİP, 5-10 DAKİKANIZI ,

ALLAH (C.C) VE RESULU MUHAMMED (S.A.V) İÇİN AYIRIRMISINIZ !!!

 Alt kısımdaki açıklamayı okuyunuz.(Kendi sözümü Kuran'ın önüne geçirmek istemedim.)

 

A'RAF SÜRESİ TOPAM 206 AYET ( BU GÖNDERİDE  181 – 185 AYETLER)   

 

Kovulmuş Şeytanın şerrinden Allah'a (c.c) Sıgınırım                    

Bismillahirrahmanirrahim, Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla.

 

181 Yarattıklarımız arasında başkalarına doğru ve gerçek yolu göstererek onun ışığında adaletle davranan insanlar da vardır.

 

 

182 Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkışan kimselere gelince, onları farkına varmayacakları şekilde yavaş yavaş, basamak basamak, kahrolacakları sonuca yaklaştıracağız.

 

183 Onları bir süre kendi hallerine bıraksam da bilin ki, onlarla ilgili düzenim çok sağlamdır.

 

184 Peki çocukluğundan beri tanıdıkları bu arkadaşlarında, delilikten hiçbir eser olmadığı, hiç mi akıllarına gelmiyor. Oysa O, açıktan açığa uyaran biri. (peygamberimiz den basediliyor)

 

185 Peki Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mutlak egemenliğini, yarattığı bütün o nesneleri hiç göz önüne almıyorlar mı? Ve sormuyorlar mı kendilerine, ya vakit tükenip ecelleri gelmişse? Artık bundan sonra, başka hangi habere inanacaklar?

 

 

Devam edecek/...  kaynak  Abdullah PARLAYAN "ÖZLÜ TEFSİR" kitabı

--
"Mezardakilerin Pişman Olduğu Şeyler için, Dünyadakiler Birbirini Yiyor."
İmam-ı Gazali ( Rh.Aleyh)
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." group.
To post to this group, send email to KayzerNet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/KayzerNet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


Komik Videolar   islam  şarkı sözleri  yemek tarifleri  gelibolu  huzur   sağlık