sg

Salı, Ekim 10, 2006

[Kayzer.Net] Diyarbak�r�da A� M�sl�manlar �stanbul�da Sosyetik �sl�mc�

Mehmet Şevket Eygi
Diyarbakır’da Aç Müslümanlar İstanbul’da Sosyetik İslâmcılar
Mehmet Şevket Eygi
27.09.2006

DİYARBAKIR şehrimizde, çok fakir ve muhtaç oldukları muhtarlar ve resmî makamlar tarafından tesbit edilmiş 50 bin vatandaşımız varmış, bunların 5 bini, Kızılay’ın Ramazan münasebetiyle çalıştırmaya başladığı aşevinden yemek alıyormuş. İftar yemeği alabilmek için ta sahurda kuyruğa giriyorlar, saatlerce bekledikten sonra alabiliyormuş...

Büyük gazetelerden birinde Müslüman sosyetiklere ait bir haber başlığı ve fotoğraf gördüm. Yüreğim elvermediği için metnini okumadım.

Biz Müslümanlar tezatlar içinde yaşıyoruz.

Sosyetik Müslümanlar ne yaparlar?

Lüks meskenlerde otururlar...

Bu meskenlerdeki mobilyalar da pek lükstür. Lüks olmalarına lükstür de, sanatlı ve zevkli midir, bu suale evet demek zordur...

Lüks ve pahalı giyinirler...

Lüks ve pahalı yerler...

Otomobilleri lükstür...

Yazlıkları lükstür...

Bir yanda, Diyarbakır’da perişan din kardeşlerimiz Kızılay’ın bedava iftar yemeği için sahurda kuyruğa girerler, öbür tarafta zengin ve sosyetik Müslümanlar Nemrud’a ve Firavun’a taş çıkartacak lüks bir hayat yaşarlar...

Bundan önceki Ramazanlardan birinde, bir iftar vaktinde çok lüks bir restoranda başörtülü hanımlar görmüştüm. (Bir sergi için gitmiştim oraya, sergi sahibi dostumun kontenjanı varmış, çok ısrar etti, birlikte iftar ettik...)

İstanbul’da adam başına 100 liraya, 150 liraya, daha fazlasına iftar edilen lüks mekanlar varmış ve buralara İslâmcı kesim de gidiyormuş. Defalarca hacca ve umreye gitmiş beyler, başörtülü kadınlar (tesettürlü demiyorum)....

Müslümanlık merhamet dinidir. Peygamberimiz “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurmuştur.

Bazı İslâmcılar “Artık memlekette aç, işsiz, sefil vatandaş kalmadı” edebiyatı yapıyor. Onlara, sadece Diyarbakır’daki 50 bin çok yoksul vatandaş bulunduğunu hatırlatırım.

Kızılay’ımızı, onun başındaki muhterem zatı ve yardımcılarını tebrik ediyorum. Son yıllarda gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında Türkiye’nin yüzünü ağartacak yardımlar yapıyorlar.

Sosyetik İslâmcılara da birkaç çift sözüm olacaktır:

-Sayesinde lüks ve sosyetik bir hayat sürdüğünüz paralarınızı, servetinizi nasıl kazandınız? Haram yoldan mı, helal olarak mı? Zenginliğiniz helâl ise, yaptığınız israf, azgınlık, ölçüsüzlük, gösteriş, gurur, kibir ve beyinsizlik yüzünden azap çekeceksiniz. Haram ise, azabınız kat kat olacaktır.

Diyarbakır’daki ve başka bölgelerdeki fakir vatandaşlarımız bizden sadaka ve karşılıksız yardım istemiyor ve beklemiyor. Onlar iş istiyor.

PKKsavaşı yüzünden üç bin köyün düzlendiği iddia ediliyor. Bu köylerin halkının perişan vaziyette başka bölgelere sürüldüğü söyleniyor. Onların durumları ile niçin ilgilenmiyoruz? Sadece üzülmek yetmez ama en azından üzülmemiz gerekmez mi?

İslâm yardımlaşma dinidir.Parası, imkanı, serveti, geliri olanlar, bunların bir kısmını fakir, miskin, yoksul Müslümanlarla paylaşmak zorundadır. Dinimizde sadaka, zekat vardır.

Birtakım islâmî cemaatlerin zekat topladıklarını duyuyoruz. Yüz kere yazdım, yüz birinci kere yazıyorum: Şeriatımıza ve fıkhımıza göre tüzel kişilere (derneklere, vakıflara, cemaatlere, tarikatlara) zekat verilmez.Zekat gerçek kişilere verilir. Tüzel kişilere zekat verenler, zekat borçlarını ödemiş olmazlar. Ankara’daki Diyanet makamı bu konuda niçin Müslüman halkı uyarmamaktadır?

İstanbul’da çok lüks ve çok şatafatlı bir restoran... Ortada sazende ve hanende genç hanımlar var, klasik Osmanlı müziği icra ediyorlar. Masaların üzerinde belki yirmi çeşit iftariyelik bulunuyor. Peynirler, zeytinler, reçeller, ballar, çeşit çeşit... Zeytinyağlılar, börekler, sucuklar, pastırmalar... Zenginler oturmuşlar güneşin batışını bekliyorlar. Nihayet güneş batıyor ve servis başlıyor... Birkaç çeşit nefis çorba var, “Beyefendi, hanımefendi hangi çorbadan alırsınız?..” Çorbadan sonra sıcak giriş yemeği... O da birkaç çeşit. Tereyağlı pastırmalı yumurta... Nefis mantı... ve saire... Bunu yedikten sonra asıl yemeğe sıra geliyor. Meselâ garnitürlü nefis bir et...Saf meyve sularının haddi hesabı yok... Arada çay servisi yapılıyor... Sonra kalkılıyor ve ortadaki tatlı masasının başına gidiliyor. Masa birkaç kat, üstünde yirmi otuz çeşit, herbiri birbirinden nefis tatlı yer alıyor. İstediğiniz çeşitlerden istediğiniz kadar alıyorsunuz.

Küçük orkestra Nef’înin:

“Tûti-i mûcize-gûyem ne desem lâf değil,

Çerh ile söyleşemem âyinesi saf değil...”

parçasını terennüm ediyor... Tatlıdan sonra nefis Türk kahveleri...

Vakit daraldı... Namaz kılmak isteyenler için bir salona birkaç seccade sermişler, arzu edenler gidip ibadetlerini yapabilirler. Gönül huzuru ve vicdan rahatlığı içinde...

Bu esnada Diyarbakır’da onbinlerce fakir Müslüman, saatlerce kuyrukta bekledikten sonra alabilmiş oldukları yemeklerini ısıtmışlar ve suyuna ucuz ekmek basarak yiyorlar. Ramazan’dan sonra Kızılay aşevini kaldıracak...

Sosyetik Müslümanlar, lüks iftarlardan sonra nerelere giderler? Bazısı yine lüks mekanlarda yapılan Ramazan etkinliklerine katılır. Bu gece manken Zerfeşan ile şarkıcı Gurke Muhteşem var programda.

Peygamber bizim şu halimizi görse acaba ne derdi? Aferin size mi derdi? Hiç sanmıyorum...

Müslümanlar Dernek Kuramaz!

BUadamlar, bu kuralları nereden çıkartmışlar? Masonlar, Bahaîler, Sabataycılar, Yahudiler, çeşit çeşit Hıristiyanlar, Zen Budistleri dernek kurabilir, cemaatleşebilir ama Müslümanlar kuramaz, cemaat olamaz...

Tabiî Hukuk’ta böyle bir kaide var mı?

Birleşmiş Milletler İnsanHakları Beyannamesi’nde var mı?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde...

Kim çıkartmış bu saçma yasağı?.. Dernek kurmak, cemaatleşmek temel insan haklarından değil midir? “Kanarya Sevenler Derneği” kurulabiliyor da niçin “Müslümanlararası Yardımlaşma ve Kültür Derneği” kurulamıyor?

Müslümanlara dernek kurma hakkı verilirse güçlenirler, bir araya gelirler ve gide gide, kendi vatanlarında birinci sınıf vatandaş statüsünü kazanabilirler diye mi esirgeniyor birtakım haklar onlardan...

Yahut, Müslümanlar dernek kurar, birleşir ve güçlenirse Sabataycılığa ve Sabataycılara zarar verirler diye mi korkuyorlar?


Milli Gazete

 
 
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups-beta.google.com/group/KayzerNet
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


Komik Videolar   islam  şarkı sözleri  yemek tarifleri  gelibolu  huzur   sağlık