Ahmet N. Zorlu, "başarılı olma tarzını" beğendiğim işadamlarından biri. Sıkı çalışmaya dayanan başarı felsefesi, bu ülkenin duymaya ihtiyacı olan şeyleri ifade ediyor. Onunla nasıl başarılı olduğu/olunduğu üzerine konuştuk.
ZOR ZAMANLARDA KARAR ALMAK
Korteksi kurarken çok büyük bir yatırım kararı almak zorunda kaldığını, bu kararı alırken çok zorlandığını, kendi içinde "zorlu mücadeleler" yaşadığını anlattı:
"İş hayatımda çok sıkıntılar çekmişimdir. Korteks fabrikasını kuruyoruz. Tekstili iyi biliyorum, bu makinelerin benzeri Türkiye'de var ama benim alacağım en yenisi. Bana öyle bir korku verdi ki bu durum. Üniversite 'sen bu işi yi düşündün mü' diyor. Yattığım otelde sabaha kadar uyuyamadım. Ama gene kendi kendime mücadele ediyorum. Oldu sabahın dördü. Odamdaki bulmacaları çözmüştüm, gidip gazetedeki ilanları bile okudum. Ondan sonra kendi kendimi teselli etmeye başladım. Sen neden kendinden korkuyorsun ki kardeşim, bu malı ben satıyorum zaten, en kötü ihtimalle onların başındaki Almanı getirir fabrikanın başına koyarım. Çektim yorganı kafama uyudum. Korkunun ecele faydası yokmuş. Korkmayacaksın ama kendinden de emin olacaksın. Kendine dürüst olacaksın."
GELECEK İÇİN BUGÜNDEN FEDAKARLIK ETMEK
Zorlunun konuşma sırasında anlattığı çok özel bir anekdot vardı. Başarı felsefemle de örtüştüğü için, doğrusu çok hoşuma gitti. Zorlu günümüzün tüketim delisi insanlarının tersine, gelecekte daha büyük işler başarabilmek için eline ilk geçen parayla evine buzdolabı almak yerine fabrikasına hammadde aldığını anlattı:
"İnsanlar geleceğini düşünmeden hareket edince perişanları oynuyorlar. Ben size açıkça konuşayım paramız vardı ama buzdolabımız yoktu. Buzdolabı neden almadım? O zaman buzdolabı 2500 liraydı. Bu parayla dört balya mal alırım, satarım para kazanırım dedim. Zamanı geldi dolabı da aldım."
Ona "hatta daha fazlasını yaptınız, şimdi buzdolabı fabrikası sahibisiniz" dedim. Anlatmaya devam etti:
"Bunlar çok önemli, hepsini hesap edeceksin. Para bugün gelebilir. Yarın gelmeyebilir. Ben her şeyin en aşırısına karşıyım. Çok paran olabilir, benim çok param olabilir, bunu böyle en lüks şeylere kullanmana gerek yok. Bu geri kalmışlığın sonucu. Görgüsüzlük demeyeyim hadi."
İNSAN SEÇMEK: "DÜRÜST VE ÇALIŞKAN, ÇALIŞKAN VE DÜRÜST"
Ahmet Nazif Zorlu, bir elemanda iki nitelik aradığını söylüyor: Dürüstlük ve çalışkanlık. Bu iki özellikten sadece birinin yetmeyeceğini, ikisinin bir arada olması gerektiğini anlattı.
"Çalışkan ve dürüst, dürüst ve çalışkan insan istiyoruz. Dürüstsün ama çalışkan değilsin. Hiç önemin yok. Sen zamanı çalıyorsun. Çalışkansın da dürüst değilsin. O da olmuyor. Bunu yaşadıklarımdan öğrendim. "
AHMET NAZİF ZORLU'NUN DİĞER KONULARDAKİ GÖRÜŞLERİ:
ZAMANLAMA: "Zamanında karar vermek ve işi zamanında bitirmek çok önemli. Zaman satın alınamıyor. Alabilir misiniz? Mümkün mü? Dünyada öyle insanlar var ki, 100 milyar dolarları var. zamanı satın alabilecek olsalar, servetinin hepsini de verir. O halde işin zamanında ve zemininde kararını vereceksin, zamanında ve zemininde işi bitireceksin."
ATASÖZLERİNİN GÜCÜ: "Bizim atasözlerimiz var. ben arkadaşlarıma diyorum ki ata sözlerimizi okuyun onlarda çok büyük manalar var. bugünün işini yarına bırakma. Niye söylemiş bunu atalarımız?"
HAYAL GÜCÜ: "Şimdi hayal denilen bir şey var. Hayalleri gerçekleştirmek. Bakın hayal gücü çok önemli bir olaydır. Her düşündüğünü yapamayabilirsin ama yaptıktan sonra o hayal o kadar güzeldir ki. Bunun için zamanında uygulayacaksın. Tabi buna imkanlar da elverecek."
İLERİYİ DÜŞÜNME: "Her şeyi yaparken bir de ileriyi düşüneceksin. Bir de ben bunu yapamazsam ne olur. Bakın gene güzel atasözlerimizden bir tanesi ne oldum değil ne olacağım de. Ben bir iş yaparken bir allahtan bir de işimi kaybetmekten korkarım.
Biraz önce buraya bir zat geldi. Bir zamanların popüler insanıydı. Ama şimdi adam her şeyini kaybetti. Çok zor durumda. Bunları hesap edeceksin. İleriye dönük hesaplı yaşayacaksın. Hesapsız kasap elinde kalırmış masat. Hesabı kitabı yaparken, çok iyi düşüneceksin."
ÇOK ÇALIŞMAK: "Sen şimdi bir okulda okurken, dersine çalışmadan, hesap kitap okumadan sınıfı geçebiliyor musun? Mümkün değil! İşinde de aynı şeyi yapacaksın. Şimdi insanlarda görüyorum ki, okulu bitirince her şey bitti. Dünya güllük gülistanlık. Her şey tamam, artık rahat etmem gerekiyor."
HAYATIN AMACI: "Asıl hayat okuldan sonra başlıyor farkında değiller. Arkadaşlara ve çocuklarıma aynı şeyi söylüyorum. dünyaya insan niçin gelmiştir? Zannetmeyin ki gezmek yemek zevk sefa için gelmiştir. Çalışmak için gelmiştir. Çünkü çalışmadan üretmenden bir şeyler almanız mümkün değil."
TAKİPÇİLİK: "Bize diyorlar ki nasıl yapıyorsunuz bu işi. Bir inşaatta gecikme varsa bunu on kez elli kez söylüyorum. Hayır diyorlarsa, çıkarın hesabı kitabı göreceksiniz diyorum. Çıkarttırıyorum. İşime takip ediyorum. Biri inşaatın geç bitmesi. Üretime bir ay sonra başlaması çok önemli."
DETAYLARA DİKKAT: "Gözlemci olmak çok iyi. Detayları incelemen lazım. Her şey detaydadır. Bir misal anlatayım. Boru tesisatı döşüyoruz. 20 metreye on metreli bir alana boru döşenecek. Bir hafta sonra gittim, geldim adamlar yine orada çalışıyor. Dedim niye burası bitmedi. Daha önce geldim yine çalışıyor. Ben buradaki işin nasıl yapıldığından anlamam ama iş yaptırmaktan anlarım. Bir haftada bitmesi lazımdı. "Niye bu bitmedi kardeşim? Niye bunun üzerinde durmadınız?" diye sorarım. Olay bu. Anlamadın mı, orada gezip dolaşacaksın. Benim bir sözüm var 'Gezen kurt aç kalmazmış.' Arkadaşlar bunu slogan yaptılar."
EKİBİNE GÜVENMEK: "Risk almadan bir şey yapamazsınız. Asansörden çıkarken bile risk aldınız. Risk hep vardır. Çay içerken dahi risk var. İyi insanı doğru seçmek lazım. Ona da güveneceksin. Güven çok önemli. Bugün Zorlu Holding varsa, güven sayesinde bir yere gelmiştir. Kendine ve ekibine güvenmek sayesinde."
İNSANLARIN ÖNÜNÜ AÇMAK: "İnsanı da seçeceksin. Güveneceksin ama. Güveneceksin ve önünü açacaksın. Ben arkadaşlarıma hep şunu söylerim, ben hiçbir zaman önünüze geçmem. Sağınızda, solunuzda arkanızdayım. Desteğim budur. Yol sana verilmiş. Sen başarılı işler yapmazsan, sen de orada fazla kalamazsın. Sistem seni ekarte eder."
KENDİ KENDİNE YETEBİLMEK: "Şimdi bakın. Millet geliyor bize Ahmet bey bize bilgisayar lazım, Ahmet bey bize TV lazım. Ya kardeşim, bir tane kişi değil benden isteyen. Eğer ben gece ürettiğimi gündüz dağıtsam akşama mal yetişmez. Vakıf kuran geliyor. Vakıf olmuş dilenci. Ben hiçkimseden hayatta bir şey istemedim. Herkes bedava bir şeyler istiyor. Üretmeden almak istiyor."
ADİL OLMAK: "Bu kadar fabrika kurmuşumdur, hiçbir zaman bir bankaya gidip ödemenin ertelenmesini istememişimdir. Bu bizim aile terbiyemizdir. Çünkü ben bir şey yaparken seni yıkamam. Bunlar çok önemli. Ben ev yapacağım senin evini yıkacağım. Bu adalet mi? O zaman yukarıdaki de seni engeller kardeşim." |
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home