[Kayzer.Net] TÜRKİYE SAFINI YENİDEN SEÇMELİDİR.

TÜRKİYE SAFINI YENİDEN SEÇMELİDİR*

3 Ekim'de Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği için, artık tarihini unuttuğumuz bir maziden beri süregelen görüşme süreçleri içinde önemli bir aşamaya girecek. Avrupa Birliği'nin Türkiye'den istekleri tükenecek gibi görülmüyor; ilk defa bir Türk hükümeti "artık verecek bir şeyimiz kalmadı" resmi itirafını yaptı.   "Batılılaşma" sürecimizin son zamanlarda gündemimize getirip bıraktığı mevzulardan biri de "Kürt Federasyonu" konusu. Bir grup aydın ve hukukçu, Kürtleri temsil ettikleri iddiasıyla   TBMM'ye federasyon dilekçesi sunmak istiyor. İlgili memur: "Kurban olayım, biz etle tırnak gibiyiz. Eniştem Kürt," diyor.   Kürtlerin sessiz kitlesini bu olayda kim temsil ediyor? Ya da bu toprakların sessiz ama derin irfanını kim temsil ediyor?   Oysa yapılan Avrupa Birliği standartlarına uygun ve Batılılarca haklı görülen bir talep. Batı, kendi standart ve normlarının evrensel olmadığı, kendileri için doğru olanın başkası için doğru olmayabileceği ihtimalini dahi tartışmaya açmayı reddeden bir küstahlık içinde olunca insanın aklına Kitab-ı Kerim'in şu ayetleri geliyor:   "Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar. Onlara: İnsanların inandığı gibi siz de inanın denildiği vakit "Biz hiç, ahmakların inandıkları gibi inanır mıyız!" derler. Biliniz ki, ahmak ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler." (Kuran, Bakara 11-13)   Önümüzde uzanan yüzyılın, bir evrensel global düzen kurma ısrar ve iddiaları atlatıldıktan sonra, ulus devletten büyük, ama birden çok parçadan oluşan bir dünyaya bizi götürdüğü giderek daha netleşiyor. Huntington bu olaylar zinciri içinde dramatik bir biçimde haklı çıkabilir; ABD ve AB'nin Batılı imparatorluklarının niçin doğal sınırlarının olduğu ve olması gerektiği konusunda yarının tarihçileri Huntington'un görüşlerinden çok istifade edebilir!   Soru, Türkiye'nin bu tablo içinde nerede yer alacağı, uygarlık, adalet, hukuk, bilim ve sanatın köklerini hangi evrensel kaynaktan devşireceğidir.   1204'te Niketas Akominates'in, Bizans'a yardım bahanesi ile İstanbul'a girip şehri yağmalayan, yakıp yıkan Haçlıların ardından İstanbul'a yaktığı ağıt yüzlerce yıldır güncelliğinden birşey kaybetmedi: Batı bu topraklarda kendi çıkarını arar. İyi ve faydalı dediği herşey, bu topraklara değil, kendi çıkarına uygun olandır.   Türkiye bir tatlısu Frenk tabiriyle "Doğu ile Batı arasında köprü" değil, savaş alanıdır. Ülkenin bekası da bu mücadelenin sonucuna bağlıdır.

*alıntı - Yarın Dergisi / Ekim 2005

--
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA:
http://gunesedat.googlepages.com/malcolmx
BLOG SAYFASI (YENİ):
http://www.blogcu.com/xmalcolm
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
  Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups-beta.google.com/group/KayzerNet?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---