[Beyzade1836] DÜNYA
DÜNYA
Ibrâhim Hakki hazretleri dünyâya baglanmanin kötülügünü
bir sohbetinde söyle anlatti:
Dünyâ zill-i zâildir. Ona güvenen nâdimdir. O seninle kalsa da,
sen onunla kalamazsin. Dünyâdan çikmadan önce, kalbinden dünyâ
sevgisini çikar. Dünyâ lezzetlerine aldanmayan Cennet nîmetlerine
kavusur. Iki âlemde azîz ve muhterem olur. Dünyâ haraptir.
Serbetleri seraptir. Nîmetleri zehirli, safâlari kederlidir.
Bedenleri yipratir. Emelleri arttirir. Kendini kovalayandan kaçar.
Kaçani kovalar. Dünyâ bala, içine düsenler de sinege benzer.
Nîmetleri geçici, hâlleri degisicidir. Dünyâya ve buna düskün
olanlara inanilmaz. Çünkü, bunlarda vefâ ve sefâ bulunmaz. Fânî
olani ver ki, bâkî olani alasin. Kendini bilen kisinin bu
dünyâya düskün olmasina sasilir. Sakîler dünyâya
sarilir. Saîdler bâkî olana sarilir. Bedeninle dünyâda ol,
kalbinle âhireti bul! Nefsin arzularini terk eden pâk olur,
âfetlerden selâmet bulur. Allah'in râzi olmadigini terk edene,
Allah ondan iyisini ihsân eder. Dünyâyi anlayan, onun
sikintilarindan üzülmez. Dünyâyi anlayan, ondan sakinir.
Ondan sakinan, nefsini tanir. Nefsini taniyan, Rabbini bulur.
Mevlâsina hizmet edene, dünyâ hizmetçi olur. Dünyâ insanin
gölgesine benzer. Kovalarsan kaçar. Kaçarsan, seni kovalar. Dünyâ,
âsiklarina mihnet yeridir. Lezzetlerine aldanmayanlara, nîmet
yeridir. Ibâdet edenlere kazanç yeridir. Ibret alanlara hikmet
yeridir. Onu taniyanlara selâmet yeridir. Ana rahmine nisbetle,
Cennet gibidir. Âhirete nisbetle çöplük gibidir.
Ölümden önce olan her seye dünyâ denir. Bunlardan, ölümden
sonra faydasi olanlar, dünyâdan degil âhiretten sayilirlar.
Çünkü, dünyâ âhiret için tarladir. Âhirete yaramayan
dünyâliklar, zararlidir. Haramlar, günahlar ve mübâhlarin
fazlasi böyledir. Dünyâda olanlar dînimize uygun kullanilirsa,
âhirete faydali olurlar. Hem dünyâ lezzetine, hem de âhiret
nîmetlerine kavusulur. Mal iyi de degildir, kötü de degildir.
Iyilik, kötülük, onu kullanandadir. O hâlde mel'ûn olan, kötü
olan dünyâ, Allah'in râzi olmadigi, âhireti yikici yerlerde
kullanilan seyler demektir. Kendini ve Rabbini unutup, lezzetlerine,
sehvetlerine düskün olanlar, yolda hayvaninin süsü ile, palani
ile, otu ile ugrasip, arkadaslarindan geri kalan yolcuya benzer.
Çölde yalniz kalip, helâk olur. Insan da ne için yaratilmis
oldugunu unutup, dünyâ zînetlerine aldanir, âhiret hazirligi
yapmazsa, ebedî felâkete sürüklenir. Dünyâ sevgisi âhirete
hazirlanmaya mâni olur. Çünkü, kalb onu düsünmekle, Allah'i
unutur. Beden, onu elde etmeye ugrasarak ibâdet yapamaz olur.
Dünyâ ile âhiret, dogu ile bati gibidir ki, birine yaklasan,
ötekinden uzak olur. Bir kimse ibâdetini yapmaz ve geçiminde,
kazancinda, Allah'in emir ve yasaklarini gözetmezse, dünyâya
düskün olmus olur. Allah herkesin kalbini bundan sogutur. Bunu
kimse sevmez.
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.1, s.57
2) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.39, 40
3) Sefînet-ül-Evliyâ; c.2, s.148
4) Mârifetnâme
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home