[KayzerNet] şiirle ilgili...
yağmur, damarlarımızda küllenmiş tanıdık bir tutkuyu
kıvılcımlandırıyor. Şiir
bahçedeki yaprak yağmuruyla uyanıyor yaz uykusundan. Yağmurlarla
gelen mısralar, ansızın geceye sızıp can suyu veriyor kurak
ruhlarımıza.
"Gözyaşlarının gücü vardı eskiden" diyor Adnan Özer, "...ırmak
yüklü adamlardık, tuz katarlarının ardınca giden/gölgemizde
damlaların bıraktığı izlerden/açılırdı hayal, tuzun suda
bukağısı çözülürken"...
Şiir çekip alıyor bizi gömüldüğümüz seviyesiz bataklığın
kucağından...
Dizelere yapışıp ayaklanıyoruz.
Meğer ne çok olmuş O'nu kovalı hayatımızdan...
Ne çok olmuş, uykuda bir sevgilinin alnına bir minik buse, sofranın
kenarına bir küçük mum kondurmayışımız.
Abdülhak Hamid, kendisinden 40 küsur yaş küçük Lüsiyen'ine
yazdığı mektuplara "Bahar-ı Ömrüm" diye başlıyordu:
"Bahar-ı ömrüm; aşk bir maniadır ki ya aşmak veya tahrip etmek
lazım; yahut da huzurunda kalmak ve yok olmak..."
Biz, tahrip ettik o "mania"yı; huzurunda kalmanın bedelini göze
alamadığımızdan...
O yüzdendir "ömrümün baharı" diye başlayan mektuplar almamamız
nicedir...
Sevdiğine "Yüreğim" diyen o tılsımlı zerafeti yitirdiğimizden
beridir, burkulmaz oldu yüreğimiz bunca nefretin karşısında...
Gözyaşlarımız gücünü kaybetti.
Şimdi şairler ağlıyor bizim yerimize, bizim halimize...
Yeni yetmeler şarkı sözü ezberliyor artık taşlama yerine küfür,
seranad yerine taciz...
Felaket haberlerine alışırken şehir, "dilsiz bir kuytuda ölüyor
şiir"...
"Şiir toplumdan kopmuyor, asıl toplum şiirden kopuyor" demişti
Tuğrul Tanyol, birkaç yıl önce, yaklaşan bir ihaneti haber
verircesine...
Şiir, popüler kültür gibi lümpenleşmeyle uzlaşmamış, direnmiş
ve belki de o yüzden okurunu yitirmişti.
Akın akın loto kuponu doldurmaya koşan bir kalabalığın ardından
dizeler haykırmak, ancak bir şairin göze alabileceği bir soylu
direniş, bir nafile çabaydı.
Duymadı toplum...
Ucuz pop şarkıları söyleyerek başıbozuk bir dere gibi akarken,
önüne kattı sanattan yana ne varsa; bir tek şiir hariç...
Şiir, soylu bir çınar gibi direndi köklerini oyan bu sele...
terkedilmiş bir sevdalı gibi yapayalnız ama mağrur durdu tarihin
akışına inat...
Ve sonunda bir o kaldı soysuzlaşan ruhlarımızı avutacak...
Haydi bir şiir okuyun bugün...
Bunaldıysanız haberlerin aleladeliğinden, sıkıldıysanız
şarkıcı dedikodularından, futbolcu fıkralarından, lotaryayla
köşe dönme hesaplarından, bıktıysanız ekranların, sayfaların
işportacı ağızlarından gelin, siz de şiire sığının...
...ve hatırlamaya çalışın bir zamanlar nasıl, "ırmak yüklü
adamlardık, tuz katarlarının ardınca giden.../ Yağmur bir dua gibi
geçerdi pencerelerden/ yetim insan, toprağın vicdanıyla doyardı/
gözyaşlarının gücü vardı eskiden."
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." group.
To post to this group, send email to KayzerNet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/KayzerNet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home