[KayzerNet] özledim..
özgü gizli bir terkedilme duygusudur.
Özledim seni...
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan
çıkıp mütemadi bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları akşamları, her işi bir
kenara koyup seninle başbaşa karşılamaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı, hırlaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne
yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına
bırakırken... ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler, geceler boyu
nöbet tuttuk başında... o şen kahkahalarına yeniden kavuşabilmek
için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları
okşayarak, doktorun böldü sevincimizi:
"Yaşayamaz artık bu evde... yüksek binalar ve beton duvarların
gri kentinde" dedi, "O gitmeli... ve kendine yeni bir hayat
çizmeli..."
Bilsen, ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini
bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek ve
sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden, sesin, kokun hâlâ
beynimdeyken...
... seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana
bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
... ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka
koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı, yanyana
titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin
yanına, arkandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
... ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
... yokluğunu beklemek, ne zor...
* * *
Bunları düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü
sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp terkedilmiş
caddeleri, kimsesiz sokakları. yalnız bulvarları arşınlayarak sana
ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri
fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere
özgü bir terkedilme korkusunu da yüreğimin derinlerinde duyarak
sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için
özür dilemek ve
"Geri dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön... kulüben seni bekliyor..."
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." group.
To post to this group, send email to KayzerNet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/KayzerNet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home