sg

Çarşamba, Ekim 18, 2006

[Kayzer.Net] ben bu aşkın militanıyım

Sizi ateşe doğru koşmaya davet ediyorum bayan. Üstünden sürüldüğümüz toprakları ve saraylara rehin bıraktığımız kalplerimizi geri almalıyız. Geri almalıyız kulağımıza fısıldanan isimleri ve unutmamız için çırpındıkları zihinlerimizi, yoksul evlerde öğrendiğimiz alfabeyi, ceketlerimizin sökük uçlarını, kapılardan önümüzü iliklemeden girme cesaretini, umarsız tarihi, sarhoşluk bilgisini ve kötü vatandaş olma hakkını geri almalıyız. Sözümüz üstüne söz söyletme kimseye bayan.

Silelim gözlerimizden işgalcilerin cığlıklarını ve yalanlarını onların kopartıp atalım kulaklarımızdan. Bütün yeryüzü ülkemizdir bizim ve kurtuluş bir zerdali gibi duruyor dünyanın bütün ağaçlarında. Dünyanın bütün ağaçları aşkımızın özgür topraklarını bekliyor. İnsana, halka, toprağa, havaya ve suya olan büyük aşkımızın topraklarını bekliyor hayat. Ve durmak yok birbirimizin cesaretine doğru sürdüğümüz atlara. Cesaret ne bol sıfırlı bir çek, ne de üç yüz kilometre hızla sürülen son model arabadır. Cesaret senin ellerinden benim ellerime taşınan işi ver benim gözlerimden sana doğru uçan narin bir kelebektir.

Kırılgan ve şeffaf olduğu için gereklidir cesaret ve cesur adımlarımızla şekillenir aşkımız. Sizi kavgamın kenar mahallesine davet ediyorum bayan ve kavganızın kanatlarına kanatlarımı eklemek istiyorum. Uçmak özgürlük sevdalılarının işidir. Özgürlük sevdalılarının işidir yüksek duvarların ardındaki bahçelerden meyve çalmak ve padişah çocuklarını ayartıp, onları kavganın demir bir yumruğuna çevirmek bizim işimizdir. Beş parmağın beşi
de birdir birbirimize uzattığımız elde ve tut kalbimi sıkmaktan dolayı terlemiş ellerimi, tut ve onlara dünyayı tanıt. Bütün toprakları, bütün ağaçları, bütün hayvanları, bütün çiçekleri, bütün köyleri, bütün ışıkları, bütün sesleri tek tek tanıt ellerime.

Ben aşkınızın militanıyım bayan. Çekip fünyesini kalbimin aramızdaki engellere doğru koşuyorum. Birazdan büyük bir patlamayla aydınlanacak gece ve o bir saniyelik aşk en uzun hayatlardan daha uzun kalacak yeryüzünde. Bana kutsallarım için ölmeyi öğretiniz ve ben hiç sönmeyen bir ateşe avuclarımızı uzatmanın güzelliğini haykırayim size. Bütün güzellikleri haykırayım ve sesim bir sarhoşun hic ayılmak istemeyen gözleriyle tarif edilsin. Fakat hiç kimsenin tarif etmesine izin vermeyelim içimizdeki yanardağı.

Sizi aynı elmayı ısırmaya davet ediyorum bayan. Halkımızın bakışlarıyla kızaran o elmaya kalbimizin atışlarını da ekleyip dünyanın uçlarına doğru atmalıyız. Lübnanlı savaşçı avuçlarında sıkıp başka bir toprağa fırlatmalı özgürlüğün meyvesini. Etiyopyalı bir bebek bulmalı onu. Bütün bebeklerde çoğalmalı bizim aşkımız. Karanlık hedeflere doğru sıkılan silahların sesini tercih etmelisin "seni seviyorum" cümlesinin yerine. Ve beni hatırlamak istersen bir Çeçen çocuğun gözlerine bakmalısın. Ben ve bütün kardeşlerim, bu 6 milyar kara çocuk, aynı hızla bakarız sevdiklerimizin gözüne. Hızıma hızınızı da katın bayan. Gölgesiz bir hayata inandik birlikte. İnandık birlikte ekmeğin ekmek, ateşin ateş, ölümün ölüm olduğuna. Ve özgür bir ölüm fikriyle alevlendi hayat. Yeşeren her şeyi tutsak halkların koynunda sakladık ve bir devrimci annenin cesaretiyle koruduk kalplerimiz. Koruduk kalplerimizi işgal ordularından ve devasa bir bayrak gibi dalgalandı çocuklarımız. Bana çocuklarımızı anlat ve hiç susma yüzlerini yüzüme ezberletirken.

Sizi beyaz sarayı yakmaya davet ediyorum bayan. Biz bir çift gövde olarak dünyanın her yerinde aynı anda yürüyebiliriz. Aynı anda aynı cümlelerin şiddetiyle sarsılabiliriz silahlarımızı temizlerken. Bilin ki silahlarınızı sevdim sizin ve tetikte bekleyen gözlerinizi. Siz uyurken başınızda nöbet tutmak istiyorum bayan. Karanlık pusulardan korumak istiyorum düşlerinizi. Biz bir doğumun iki ucuyuz ve bir karanfil gibi büyüttük yüreğimizi. Bir karanfil hayata sevdalı. Bir karanfil özgür şarkılar icin. Şarkılarınızda bana da yer açın ve daha da genişlesin avuçlarımdaki harita. Serip o haritayi yemek yediğimiz masaya savaş planları yapalım birlikte. Aşk bir savaştır ve iki kişilik bir ordu bile yeter zafer kazanmaya. Beni zaferinize kabul edin bayan.

Yaralarınıza yakın tutun beni ve bir kör kurşunu birlikte ısıralım. Aynı kurşunu bölüşmektir benim aşkım. Cephanem bitince sizin kurşunlarınızla doldurayım tüfeğimi. Siz tüfeğinizi bir şehri yakmanın çılgınlığıyla doldurun. Koşalım bizden önce koşanların peşi sıra. Aşk bize yoldaş.

R SUNFLOWERR


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups-beta.google.com/group/KayzerNet
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


Komik Videolar   islam  şarkı sözleri  yemek tarifleri  gelibolu  huzur   sağlık