sg

Salı, Ekim 17, 2006

[Kayzer.Net] İşte Hikaye...




İşte hikaye...

>>>>>    21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı tutmanın yeni
>>>>>bir
>>>>>   yolunu buldum. Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve
>>>>>bu
>>>>>   aslında eşimin fikriydi. Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak
>>>>>"Biliyorum ki

>>>>>   onu seviyorsun" dedi. Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni
>>>>>seviyorum!!!"

>>>>>     "Biliyorum ama aynı zamanda onu da seviyorsun. Ona da zaman
>>>>>ayırman
>>>>>   gerekiyor" Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın" , 19 yıldır
>>>>>dul

>>>>>   olan annemdi. İşimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri
>>>>>sebebiyle
>>>>>   annemi görme fırsatım pek olamıyordu. O akşam annemi yemeğe ve
>>>>>ardından
>>>>>   sinemaya davet ettim.

>>>>>    Endişelendi ve hemen "İyi misin, her şey yolunda mı?" diye sordu.
>>>>>   Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz bir davetin
>>>>>mutlaka

>>>>>   kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandı.
>>>>>"Birlikte
>>>>>   biraz zaman geçirmemizin güzel olacağını düşündüm" diye yanıtladım.
>>>>>   "Sadece ikimiz mi?" Biraz düşündü ve "Çok isterim" diye cevap verdi.
>>>>>O
>>>>>   Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken kendimi biraz gergin
>>>>>hissediyordum.
>>>>>   Eve vardığımda fark ettim ki o da, randevumuzdan ötürü hafif gergin
>>>>>   görünüyordu. Kapısının önünde, paltosunu çoktan giymiş bir şekilde
>>>>>   bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde babamla kutladıkları
>>>>>son
>>>>>   evlilik yıldönümlerinde giydiği elbise vardı. Bana melekler kadar
>>>>>   ışıltılı
>>>>>   bir yüzle gülümsedi.
>>>>>     Arabaya bindiğimizde "Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı
>>>>>söyledim

>>>>>   ve gerçekten çok etkilendiler" dedi ve ekledi "randevumuzun nasıl
>>>>>   geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar."
>>>>>    Gittiğimiz restoran, çok şık olmasa da sevimli, sıcak ve servisin
>>>>>   kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma
>>>>>girdi.

>>>>>    Yerimize oturduktan sonra ona menüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük
>>>>>   yazıları göremiyordu. Ben daha menünün ortalarındayken annemin nemli
>>>>>   gözlerle
>>>>>   ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:
>>>>>"Eskiden,
>>>>>   sen
>>>>>   küçükken, menüleri okuyan bendim, sense meraklı bakışlarla beni
>>>>>   dinlerdin"
>>>>>   dedi.
>>>>>     Ben de gülümsedim: "O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran
>>>>>ve
>>>>>   ben de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim.
>>>>>     Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir şey
>>>>>olmadı
>>>>>   ama eskilerden ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek
>>>>>   kaybettiğimiz
>>>>>   zamanın birazını telafi etmeye çalıştık. O kadar çok konuştuk ve
>>>>>   eğlendik
>>>>>   ki film saatini kaçırdık.
>>>>>     Akşam annemi bırakırken; "Seninle tekrar çıkmak isterim ama ancak
>>>>>bu
>>>>>   sefer benim seni davet etmeme izin verirsen" dedi ve bir akşam
>>>>>tekrar
>>>>>   buluşmakta karar kıldık.Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini
>>>>>   sordu:
>>>>>   "Çok  güzeldi dedim "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"
>>>>>    Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi sonucu vefat
>>>>>etti.
>>>>>   Bu o kadar ani gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha yapma şansım
>>>>>   olmamıştı. Birkaç zaman sonra evime, annemle yemek yediğimiz
>>>>>   restorandan,
>>>>>   ödenmiş iki kişilik bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir
>>>>>not
>>>>>   yollandı:
>>>>>     "Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü seninle
>>>>>kararlaştırdığımız
>>>>>   randevu gününe gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de
>>>>>iki

>>>>>   kişilik  bir yemek ayarladım çünkü bu sefer eşinle beraber gitmenizi
>>>>>   istiyorum.
>>>>>   Seninle olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade ettiğini
>>>>>   bilemezsin. Seni Seviyorum."
>>>>>     O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta değer verdiğimiz
>>>>>   insanlara  hak ettikleri zamanı ayırmanın önemini anladım. Hayatta
>>>>>   hiçbir şey
>>>>>   ailenizden daha önemli değildir. Onlara hakları olan zamanı ve
>>>>>ilgiyi
>>>>>   verin çünkü  böyle şeyleri erteleyebileceğiniz "başka bir zaman"ı
>>>>>her
>>>>>   istediğinizde
>>>>>     yakalayamayabilirsiniz.
>>>>>     Bazıları der ki, doğumdan sonra altı hafta içerisinde normale
>>>>>   dönebilirsiniz  Belli ki, bu bazıları, bir kere anne olduktan sonra
>>>>>   artık "normal" diye
>>>>>    bir şeyin tarihe karıştığından habersiz.
>>>>>    Bazıları der ki, anne olmak içgüdüsel olarak bilinir,
>>>>>   sonradanöğrenilmez, belli ki bu bazıları hiçbir zaman 3 yaşında bir
>>>>>   çocuğualış-verişe  götürmeyi denememiş.
>>>>>     Bazıları der ki, anne olmak sıkıcı bir şeydir. Belli ki bu
>>>>>"bazıları"
>>>>>   ehliyetini yeni almış onsekiz yaşındaki çocuğunun kullandığı
>>>>>   arabayabinmemiş.
>>>>>    Bazıları der ki, eğer iyi bir anne olursan çocuğun da iyi bir
>>>>>   çocukolur. Belli ki bu "bazıları" çocukların bir kullanım kılavuzu
>>>>>ve
>>>>>   garantibelgesiyle birlikte geldiğini sanıyor.
>>>>>    Bazıları der ki, iyi anneler hiçbir zaman çocuklarına karşı
>>>>>seslerini
>>>>>   yükseltmezler. Belli ki bu "bazıları" hiçbir zaman mutfağa aniden
>>>>>   girdiklerinde çocuklarını; bütün mutfak havlularını ve peçetelerini
>>>>>   mutfakmasasının üzerine yığmış, yanına 2 yaşındaki küçük kardeşini
>>>>>de
>>>>>   oturtmuş,elinde kibrit, acaba bunlar yanıyor mu diye denemek
>>>>>üzereyken
>>>>>   yakalamamışlar
>>>>>    Bazıları der ki, anne olmak için eğitimli bir insan olmana gerek
>>>>>   yoktur. Belli ki bu "bazıları" hiçbir zaman lise birinci sınıfa
>>>>>giden
>>>>>   çocuklarının matematik ödevlerine yardımcı olmak zorunda
>>>>>kalmamışlar.
>>>>>   Bazıları der ki, beşinci çocuğunuzu ilk çocuğunuz kadar
>>>>>çoksevemezsiniz.
>>>>>   Belli ki bu "bazıları" beş çocuk sahibi değil.
>>>>>    Bazıları der ki, çocuk yetiştirmek için gereken her şeyi
>>>>>kitaplardanda
>>>>>   pekâlâ öğrenebilirsiniz. Belli ki bu "bazıları" çocuğunu burnunu ya
>>>>>da
>>>>>   kulaklarını leblebilerle doldurmuş olarak bulmamış.
>>>>>    Bazıları der ki anne olmanın en zor tarafı artan iş yükü ve evde
>>>>>   yerine getirmen gereken sorumluluklardır. Belli ki bu "bazıları" hiç
>>>>>   çocuklarını anaokuluna göndermek üzere ilk defa okul servisine
>>>>>   bindirmek,
>>>>>   ilk defa yatılı okula göndermek veya çocuklarının uçağa ilk defa
>>>>>yalnız
>>>>>   başına binişini seyretmek zorunda kalmamış.
>>>>>    Bazıları der ki, bir anne çocuklarını evlendirdikten sonra artik
>>>>>onlar
>>>>>   için endişelenmekten vazgeçebilir. Belli ki bu "bazıları" çocuk
>>>>>   evlendirmenin fazladan endişelenecek bir kız ya da bir erkek çocuk
>>>>>daha
>>>>>   edinmek  olduğundan bihaber.
>>>>>    Bazıları der ki, çocuk kendi hayatını kurduktan sonra artık annenin
>>>>>   görevi bitmiştir. Belli ki bu "bazıları"nın hiç torunu olmamış.
>>>>>    Bazıları der ki, annenize onu sevdiğinizi söylemenize gerek yoktur,
>>>>>   anneniz bunu zaten bilir. Belli ki bu "bazıları" bir "anne" değil.

>>>>>    HAYATINIZDAKİ TÜM ANNELERE

>>>>>   Prof. Dr. A. Kadir Çüçen

>>>>>   Uludağ Üniversitesi

>>>>>   Fen-Edebiyat Fakültesi

>>>>>   Felsefe Bölümü Başkanı

>>>>>   16059 Bursa, Türkiye

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups-beta.google.com/group/KayzerNet
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


Komik Videolar   islam  şarkı sözleri  yemek tarifleri  gelibolu  huzur   sağlık