[Kayzer.Net] Laik eğitime darbe!
'Laik eğitime darbe!'
Mümtazer Türköne
Dehşet verici bir stres altında üniversite sınavına hazırlanan genç, yaşadığı kâbusun "laik eğitim"den kaynaklandığını bilmez. Liseyi bitirdiğinde, birkaç yılını alan denemelere rağmen üniversite kapısından içeri kapağı atamayan genç, karşısında aşılmaz bir "laik eğitim" engeli olduğunun farkında değildir.
Varını yoğunu evlatları için seferber eden ebeveynler, çocuklarının geleceklerini, yani umutlarını "laik eğitim"in kararttığını anlayamazlar.
Türkiye'de sadece iflas etmiş eğitim sisteminin değil, ekonomik ve sosyal sıkıntılarımızın kaynağında da enerjimizin büyük kısmını içine alıp tüketen bu "laik eğitim" bulunuyor. O zaman "laik eğitim"e esaslı bir "darbe" vurmadan, başta eğitim sistemimiz olmak üzere canımızın yandığı birçok alanda işleri yoluna sokmamız mümkün görünmüyor.
Mazrufu bütünüyle çürümüş, sadece zarfı kalmış eğitim sistemimizi akıl ve mantık sınırlarına çekmek başta olmak üzere, istihdam sorunumuzun çözümü özellikle ekonominin ara eleman ihtiyacının karşılanması güçlü bir meslekî eğitime bağlı. Herkes üniversite eğitimi almak zorunda değil. Hele bizdeki gibi, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra hiçbir özel becerisi ve yeteneği olmadığı için işsiz kalan gençlerin yanında, piyasanın ara eleman ihtiyacının karşılanamadığı dikkate alınırsa, ortada nasıl bir plansızlık ve akıl dışılık olduğu görülebilir. Piyasa, meslekî eğitim almış genç arıyor; üniversite mezunu herhangi bir yeteneği olmadığı için iş bulamıyor. Bütün ekonomik sektörleri sürükleyen temel güç ara elemanlardır. Bu ihtiyacını uygun şartlarda karşılayamayan ekonomi, rekabet gücünü geliştiremez ve başkaları yani vasıfsızlar için de istihdam yaratamaz. Sorun sadece eğitimin değil, bütünüyle ekonominin de en esaslı sorunudur.
Biz ne yapıyoruz? Meslekî eğitime yönelenlerin üniversiteye girme şansını peşinen yok ettiğimiz için, "üniversite umudu" ile çocuklarımızı genel liselere gönderiyoruz. Meslekî eğitimin cazibesi kalmadığı için, sistem içinde genel liselerin oranı artıyor. Batı ülkelerinde sistem içinde % 25-30 genel lise ağırlığı, bizde tersine dönüyor. Meslek liselerinin ağırlığı % 30 düzeyinde kalıyor. Gençlerin % 70'ini, üniversite umudu ile, hayatta reel hiçbir karşılığı olmayan "genel" liselere, arkasından "genel" üniversitelere yönlendiriyoruz. Üniversiteyi bitiren gençlerin sadece % 18'i, eğitimini aldıkları alanda istihdam imkanına sahip olabiliyorlar. Sonuç: İş arayan, ama özel bir becerisi olmayan lise ve üniversite mezunu gençler; öbür tarafta ara eleman ihtiyacını bir türlü karşılayamayan reel sektör.
Sebep: "Laik eğitim". Nasıl? İmam hatip liselerini, dolayısıyla dinî eğitimi cazip olmaktan çıkartmak için "laik eğitim", meslek liselerine üniversite yolunu kapatacak "katsayı" sistemi uyguluyor.
Millî Eğitim Şûrası kararları arasında "laik eğitime darbe" vuran bir karar var: Bu karar, katsayı uygulamasını, mevcut uygulamanın tam tersine, meslek liseleri için bir avantaja dönüştürürken, laik hassasiyeti de dikkate alan bir formül öneriyor. "Ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin mezun oldukları alanın devamı niteliğindeki alanlara geçişlerinde mevcut katsayının kaldırılıp, ek puan verilmesi; mesleki ve teknik eğitim okulları dahil olmak üzere tüm ortaöğretim okullarında ders ağırlıklarına göre alan belirlemesinin bir olgunluk sınavıyla yapılması, aynı alanlardan mezun olan ortaöğretim mezunlarının eşit olarak yarışması benimsenmiştir." Benim anladığım şu: Üniversite sınavında herkes eşit olacak; meslekî eğitimini devam ettirmek isteyenler ise ek puanla teşvik edilecek.
Bu karar tek başına eğitim sisteminin iri sorunlarının çoğunu tek başına ortadan kaldıracak bir karar. Ama ne var ki, sadece tavsiye niteliğinde ve uygulanabilmesi için önünde "laik eğitim" gibi, aşılması güç bir engel duruyor.
Hem eğitimin sorunlarını bir hal yoluna koymak hem de ekonomiye istihdam kalitesini yükselterek canlılık kazandırmak için bu engeli aşmak zorundayız. Yapacağımız ilk şey, laikliğin sorun yaratmak için değil sorunları çözmek için vaz'edilmiş bir prensip olduğunu hatırlamak. Öyleyse sorun laiklikte değil, laikliğin oldukça uzağında bir yerlere yerleştirdiğimiz "laik eğitim" algılamamızda. Hayatını elbirliği ile kararttığımız gençler adına söylüyorum: Artık bu algılamayı değiştirmeliyiz.
--
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA:
http://gunesedat.googlepages.com/malcolmx
Dehşet verici bir stres altında üniversite sınavına hazırlanan genç, yaşadığı kâbusun "laik eğitim"den kaynaklandığını bilmez. Liseyi bitirdiğinde, birkaç yılını alan denemelere rağmen üniversite kapısından içeri kapağı atamayan genç, karşısında aşılmaz bir "laik eğitim" engeli olduğunun farkında değildir.
Varını yoğunu evlatları için seferber eden ebeveynler, çocuklarının geleceklerini, yani umutlarını "laik eğitim"in kararttığını anlayamazlar.
Türkiye'de sadece iflas etmiş eğitim sisteminin değil, ekonomik ve sosyal sıkıntılarımızın kaynağında da enerjimizin büyük kısmını içine alıp tüketen bu "laik eğitim" bulunuyor. O zaman "laik eğitim"e esaslı bir "darbe" vurmadan, başta eğitim sistemimiz olmak üzere canımızın yandığı birçok alanda işleri yoluna sokmamız mümkün görünmüyor.
Mazrufu bütünüyle çürümüş, sadece zarfı kalmış eğitim sistemimizi akıl ve mantık sınırlarına çekmek başta olmak üzere, istihdam sorunumuzun çözümü özellikle ekonominin ara eleman ihtiyacının karşılanması güçlü bir meslekî eğitime bağlı. Herkes üniversite eğitimi almak zorunda değil. Hele bizdeki gibi, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra hiçbir özel becerisi ve yeteneği olmadığı için işsiz kalan gençlerin yanında, piyasanın ara eleman ihtiyacının karşılanamadığı dikkate alınırsa, ortada nasıl bir plansızlık ve akıl dışılık olduğu görülebilir. Piyasa, meslekî eğitim almış genç arıyor; üniversite mezunu herhangi bir yeteneği olmadığı için iş bulamıyor. Bütün ekonomik sektörleri sürükleyen temel güç ara elemanlardır. Bu ihtiyacını uygun şartlarda karşılayamayan ekonomi, rekabet gücünü geliştiremez ve başkaları yani vasıfsızlar için de istihdam yaratamaz. Sorun sadece eğitimin değil, bütünüyle ekonominin de en esaslı sorunudur.
Biz ne yapıyoruz? Meslekî eğitime yönelenlerin üniversiteye girme şansını peşinen yok ettiğimiz için, "üniversite umudu" ile çocuklarımızı genel liselere gönderiyoruz. Meslekî eğitimin cazibesi kalmadığı için, sistem içinde genel liselerin oranı artıyor. Batı ülkelerinde sistem içinde % 25-30 genel lise ağırlığı, bizde tersine dönüyor. Meslek liselerinin ağırlığı % 30 düzeyinde kalıyor. Gençlerin % 70'ini, üniversite umudu ile, hayatta reel hiçbir karşılığı olmayan "genel" liselere, arkasından "genel" üniversitelere yönlendiriyoruz. Üniversiteyi bitiren gençlerin sadece % 18'i, eğitimini aldıkları alanda istihdam imkanına sahip olabiliyorlar. Sonuç: İş arayan, ama özel bir becerisi olmayan lise ve üniversite mezunu gençler; öbür tarafta ara eleman ihtiyacını bir türlü karşılayamayan reel sektör.
Sebep: "Laik eğitim". Nasıl? İmam hatip liselerini, dolayısıyla dinî eğitimi cazip olmaktan çıkartmak için "laik eğitim", meslek liselerine üniversite yolunu kapatacak "katsayı" sistemi uyguluyor.
Millî Eğitim Şûrası kararları arasında "laik eğitime darbe" vuran bir karar var: Bu karar, katsayı uygulamasını, mevcut uygulamanın tam tersine, meslek liseleri için bir avantaja dönüştürürken, laik hassasiyeti de dikkate alan bir formül öneriyor. "Ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin mezun oldukları alanın devamı niteliğindeki alanlara geçişlerinde mevcut katsayının kaldırılıp, ek puan verilmesi; mesleki ve teknik eğitim okulları dahil olmak üzere tüm ortaöğretim okullarında ders ağırlıklarına göre alan belirlemesinin bir olgunluk sınavıyla yapılması, aynı alanlardan mezun olan ortaöğretim mezunlarının eşit olarak yarışması benimsenmiştir." Benim anladığım şu: Üniversite sınavında herkes eşit olacak; meslekî eğitimini devam ettirmek isteyenler ise ek puanla teşvik edilecek.
Bu karar tek başına eğitim sisteminin iri sorunlarının çoğunu tek başına ortadan kaldıracak bir karar. Ama ne var ki, sadece tavsiye niteliğinde ve uygulanabilmesi için önünde "laik eğitim" gibi, aşılması güç bir engel duruyor.
Hem eğitimin sorunlarını bir hal yoluna koymak hem de ekonomiye istihdam kalitesini yükselterek canlılık kazandırmak için bu engeli aşmak zorundayız. Yapacağımız ilk şey, laikliğin sorun yaratmak için değil sorunları çözmek için vaz'edilmiş bir prensip olduğunu hatırlamak. Öyleyse sorun laiklikte değil, laikliğin oldukça uzağında bir yerlere yerleştirdiğimiz "laik eğitim" algılamamızda. Hayatını elbirliği ile kararttığımız gençler adına söylüyorum: Artık bu algılamayı değiştirmeliyiz.
--
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA:
http://gunesedat.googlepages.com/malcolmx
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups-beta.google.com/group/KayzerNet?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home