FİBONACCİ SAYILARI VE ALTIN ORAN
''Matematik'i Araplardan alıp, Avrupa'ya aktaran kişi'' denilen
Leonardo Fibonacci 13. yüzyılda yaşamış bir İtalyan
matematikçisiydi. Ama Fibonacci'yi esas meşhur eden çalışması
Liber Abaci adlı eserinde yer alan bir problemde ortaya çıkan bir
sayı dizisi idi. Bu problem şöyleydi: ''Bir adam, dört tarafı
duvarla çevrili bir yere, bir çift tavşan koymuş. Her çift
tavşanın bir ay içinde yeni bir çift tavşan yavruladığı, her
yeni çiftin de erginleşmesi için bir ay gerektiği ve tavşanların
ölmediği var sayılırsa, 100 ay sonunda dört duvarın arasında
kaç çift tavşan olur?'' Soru, biraz düşünüldüğünde tavşan
çiftlerinin aylara göre şöyle çoğalacağı ortaya çıkıyor:
........1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89..........
Sonradan Fibonacci Dizisi adı verilen bu sıralamada her bir sayı
kendinden önceki iki sayının toplamına eşit.
Fibonacci sayıları, yüzyıllardan bu yana yoğun ilgi görüyor.
Çünkü dizideki bir sayının kendinden önceki sayıya
bölünmesiyle, birbirine çok yakın sayıların elde ediliyor. Hatta
seride 13. sırada yer alan sayıdan sonra bu sayı sabitleniyor ve bu
sayı ''Altın Oran'' olarak adlandırılıyor.
Altın oran yani 1,618 sayısı Allah-ü Teâlâ'nın tabiata
yerleştirdiği ve hemen her yerde karşımıza çıkabilecek bir
dengenin matematikteki ifadesi. Bitkilerde, böceklerde, çiçeklerde,
çam kozalağında her yerde bu altın oranıa rastlamak mümkün.
İnsan vucudunda altın orana verilebilecek ilk örnek, göbek ile ayak
arasındaki mesafe 1 birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun
1,618'e denk gelmesidir. Yine işaret parmağınızın her bölümü
bir öncekinden 1,618... kadar büyüktür. Bunun yanısıra her
birinde 5 parmağımız olan 2 tane elimiz ve 8 parmağımızın 3 er
bölümden oluşmaktadır. Ayrıca kolumuzda da altın oran
bulunmaktadır. Elimizin, dirseğimizle bileğimiz arasında kalan
bölgeye oranı 1,618 dir.
Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını
yaparken ya da ürünlerini ortaya koyarken orantıları altın orana
göre belirlenmiş insan bedenini ölçü olarak alırlar. DNA'dan kar
kristallerine, fizikten mikrodünyaya kadar birçok yerde karşımıza
çıkan altın oran sanki aşağıdaki ayetin bir ispatı
hükümündedir:
"... Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve
uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü)
çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık)
görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz
(uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana
dönecektir." (Mülk Suresi 3-4)
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home