[Beyzade1691] Ümmet olmak
Ümmet olmak
Devletler milletler muharebesi yerini tabaka-i beşer muharebesine terk ediyor. Yani şimdiye kadar devletler savaşmış, bundan sonra savaşlar zenginlerle fakirler arasında, komünistlerle kapitalistler arasında, inananlarla inanmayanlar arasında savaşlar olacaktır.
Çin ve Hindistan kalabalık nüfuslarıyla Batı'nın teknolojisinden de pay alıp Batı'ya doğru yürürse her şey yerle bir olacak yani medeniyet bitecektir. Nasıl ki materyalistlere (maneviyata inanmayan maddeciler) en acı cevap dünya savaşı olmuştu. Maddeyi putlaştıranların başına uçaklardan bombalar yağmıştı.
Dünyanın en büyük düşmanı materyalistler, kapitalistler değildir. En büyük düşman ahlaksızlıktır. Nasıl ki bir zamanlar uyuşturucu kullanan Çinliler diğer devletlere yem olduysa, nasıl ki Allah'a itaat etmeyenler düşman ayağı altına düştülerse, İslam'ın dışında hayat arayanlar ahlaksızlık denilen düşmana yakalanacak, her şeyleri perişan olacaktır. Hastanedeki, hapishanedeki insanlar da yaşıyor. Sürünenler de dilenenler de yaşıyor. Onların da bir hayatı var. Fakat gerçek hayat İslami hayattır. Şimdi yaşanan hayat gerçek hayata pusu kurmuştur. Çünkü her haram bataklıktır. O bataklığa düşenler mahvoldu. Verem hastalığının yaygın olduğu 1940'lı yıllarda doktor hastasına şöyle diyordu: "Kardeşim ben senin yaranı 1 cm tedavi ediyorum; fakat yaşadığın hayat 2 cm yara açıyor. Ölümden kurtulamazsın." İslam dışı yaşayanlar çeşit çeşit hastalıklara düşerler. İslamiyet koruyucu tıptır. Bir hastalığa yakalanmış insan ölümden korkarak psikolojik hastalığa yakalanmıştır. Bir adamın dükkânı yanıyordu. Kafasını duvarlara vurarak derdini büyüttü. Diğer adam "Ben dünyaya zengin gelmedim. Fakirdim, ev sahibi oldum. Şimdi tekrar fakir oldum. Yine iş sahibi olurum." diyerek teselli bulmuş, kurtulmuştu.
"Gururu mal etme kendine
Kibri kalbinden sil at
Hak yiyip yatma yatakta
Adil ol da yatakta yat."
Türbelerin kıymeti mimarisinden gelmez. Mezarı türbe yapan, içinde yatan insandır. Her yolcunun bir çantası vardır. Ahiret yolcusunun da bir çantası vardır. O çantada sevaplar ve günahlar bulunur. Her şey ölüp ölüp dirilirken öldükten sonra dirileceğine inanmamak aklın işi değildir. 100 sene evvel bu dünyada yoktuk. Bu nasıl bir yokluk ki kâinat bu yokluktan yaratılmış. Çünkü fizikte, kimyada, matematikte, astronomide yokluk yoktur. Yokluğun işareti olan sıfır gizli bir anlam taşır. Hangi rakamın sağına gelse onun değerini artırır. Psikoloji kitapları ruhun yaptığı işleri anlatırken ruhun varlığına inanmamak akla aykırıdır. Dinsiz ilim yoktur. Allah'ın yarattıklarını anlatan ilimler ve bilimler dinsiz olamaz. İlimlerin yönünü saptırıp 'Allah' yerine 'tabiat' diyenler bilmeliler ki, tabiat bir kitaptır, kâtip olamaz. Bir nakıştır, nakkaş olamaz. Tabiat yaratılmıştır, yaratamaz.
Rabbimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir. Müslümanlar bir bütündür. Bu bütünlüğe ümmet denir. Ümmetin içinde çocuk da Müslüman'ca yetişir. Çünkü çocuk kulağından eğitilmez, gözünden eğitilir. Yani çocuk duyduğunu değil, gördüğünü yapar. 'Çocuk' diyoruz, ama çocukların seçme kabiliyeti vardır. Çocuk giyeceğini, yiyeceğini, oyuncaklarını seçebilir. Beğendiklerini yiyebilir, beğendiklerini giyebilir. Çocuklarda izzet-i nefis çok kuvvetlidir. Mesela kundaktaki bebeğe annesi kaşlarını çatsa, sert sözler söylese o yavrucak hemen dudağını büker, ağlar. İzzet-i nefis doğuştan gelen bir haldir. Sonraki yıllarda çocuğa öyle bir eğitim verilmeli ki izzet-i nefis yerine izzet-i iman geçmeli.
Hekimoğlu İsmail
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home